yıl boyunca, her gün yazma işine girerken çok ciddi değildim. daha doğrusu cidd…
yazının devamı »kişisel gelişim kitabının adı mıydı yoksa oradan aparılmış bir cümle miydi emin…
yazının devamı »“tuzağa düştüysek, üzdülerse bizi, kulağımıza küpe olmadıysa bazı şeyler, başım…
yazının devamı »bostancıya gitmek üzere peronda bekliyoruz. sağımda kırmızı etekli kıvırcık s…
yazının devamı »beklenen büyük yağmurdan önce balkona çıktım bu akşamüstü. çok biliyormuş gibi …
yazının devamı »bazen olur öyle sevgilim. içini darlayan, kalbini örseleyen sıkıntıyı ya da en …
yazının devamı »on dört eylül. pazar öğle saatleri. istanbul'da sıcaklık 25-26 derece. me…
yazının devamı »bir fotoğrafa ne kadar uzun süre bakılabilirse o kadar uzun baktım... . zaz- …
yazının devamı »“Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridor lardaki resimlere bakıyo…
yazının devamı »az önce telefonumda finlandiya’nın üst üste 8.kez dünyanın en mutlu ülkesi seçi…
yazının devamı »sanki ahmet kaya’dan ağladıkça’yı dinlersem yumuşayacakmış gibi bir sertlik, a…
yazının devamı »bu sabaha karşı sinop’taydım. daha önce hiç gelmemiştim. ilk kez, iş için gelmi…
yazının devamı »işe gittim eve döndüm bugün ama şu bir kaç gündür belki de beş gün oldu kekrems…
yazının devamı »efsane başkan süleyman seba beşiktaş’ı üzmeyin demişti vakti zamanında. bu akş…
yazının devamı »metronun hiç istemediğim konumundayım. mecburiyetten akşam postasında, iş ç…
yazının devamı »nihayet, sonbaharın ayak sesleri. haftalar sonra içim ürpererek kahvaltı yaptım…
yazının devamı »şu bir kaç gündür geleceğimle, işimle ilgili bir duruma kafayı acayip takmış du…
yazının devamı »böyle şarkı listesi ismi mi olur? olmuş. kim bilir hangi vakit yapmışım. ama li…
yazının devamı »balkonun alacakaranlığında telefon feneriyle mevlana idris şiiri okuyorum. ama …
yazının devamı »