balkon eser diye balkona çıktım. balkon esiyordu. kulağımızın pası silinir diye…
yazının devamı »doğrusu yazın hiç özlemiyorum istanbul’u. alan olursa hiç düşünmem üç otuz para…
yazının devamı »tilkinin dönüp dolaşacağı yer.. bu yaz, bu temmuz ve bu tatil diyorum ibrahim…
yazının devamı »olsa olsa doğrularını ve yolunu kaybetmiş bir adamın hakikati, gerçeği ve yalnı…
yazının devamı »pazar. sabah. 09:25. martılar günlük çığlık atma kotalarını doldurup denize doğ…
yazının devamı »annem bir yandan dolaşan hortumuyla kavga edip bir yandan akşam sefası ve bilim…
yazının devamı »haziranın son demleri. istanbul yine haddinden fazla sıcak. piraye cafe’de dut …
yazının devamı »hayatımız olmuş siempre quedara ibrahim. neredeyse hep bir şeyleri beklemekle g…
yazının devamı »balkondayım. oturuyorum öylece. mavi gökyüzüne ve çatıdan çatıya koşturan martı…
yazının devamı »bazen değil hep böyle oluyor. ne vakit enseyi karartsam, içimin yangınları yayı…
yazının devamı »bir belediye otobüsün terkisinden, ters oturup yazmayalı epey oldu sanırım sevg…
yazının devamı »halbuki şöyle arkaya yaslanıp sakin kafayla düşünüldüğünde ne kadar çok ipe sap…
yazının devamı »belki de insan neyden kaçıyorsa odur amirim. belki öyle değildir. bilmiyorum. g…
yazının devamı »aylak bir kedi gibi mini bir avm'nin önündeki güneşli banka oturdum. hiçb…
yazının devamı »bazen olur öyle. hiç hesapta yokken, hem hiç tanımadığınız, hem belki de hayatt…
yazının devamı »onu yıllar evvel tamamen bir tesadüf eseri, sıkıcı bir cumartesi gecesi …
yazının devamı »ne çok gürültü var. ne çok ayakkabı. ve ne kadar çok desen var. nefessiz…
yazının devamı »aşağıdaki sanatçı arkadaşlarımı her dinlememde hepsi için ayrı ayrı on y…
yazının devamı »günler değil haftalar hatta belki aylar sonra olacak bir köşeye oturup kitap ok…
yazının devamı »göksel dinleyerek dinlenmeye çalışıyorum. bugünkü ve hatta bu dünyadaki …
yazının devamı »