önce yağmur. sonra güneş. sanki aralık değil de eylül. annem içeride, talep etm…
yazının devamı »hem telefonumun, hem kulaklığımın şarj olmaya ihtiyacı var. benim ihtiyacım ola…
yazının devamı »bazen diyorum olur öyle sevgilim; yeni olan hiçbir şeye inanmazsın. elin de akl…
yazının devamı »üç saniye ile metroyu kaçırmak diyorum; sizi bilmem ama benim için büyük yıkım …
yazının devamı »iki bin yirmi dört ekiminden iz bırakmadan geçmemek için bir kupa çayımı, kulak…
yazının devamı »bazen on iki kişi oluyoruz. bazen dokuz. hava durumuna bakmadan yaşayanlar ya d…
yazının devamı »700 km gidiş, 700 km dönüş. 24 saat içinde dile kolay bin dört yüz km. hiç gitm…
yazının devamı »çok uzak olmayan mesafeden gelen davul zurna sesini duyunca “bir düğün, bir cen…
yazının devamı »insan tuhaf bir varlık sevgili ibrahim. zamanında sevmediği, hep şikayet ettiği…
yazının devamı »istanbul’un beltur kafelerinin muadili (hatta şeklen de benzeyen) bir kafede sp…
yazının devamı »adını ilk kez ve yıllar evvel kulakları çınlasın bay anselmo nam-ı diğer anyone…
yazının devamı »market dönüşü pazar arabamı park edip semtin parkında oturdum. sezen aksu dinli…
yazının devamı »sanırım beyazıt öztürk anlatmıştı yıllar evvel. skeçlerindeki, anlatılarındaki …
yazının devamı »önce sesi geldi. “ onlarla görüşmek istemedim. gitmedim kahvaltıya ” dedi. so…
yazının devamı »cam kenarlarını, denize yakın masaları, adaları ve mütemadiyen konuşmayı seviyo…
yazının devamı »ağzı olan konuşuyor. olmayan da konuşuyor sevgili ibrahim. istanbul boşaldı diy…
yazının devamı »geçmiş gün bir arkadaşım demişti de çok sallamamıştım. özetle genlerim yalnız k…
yazının devamı »haftanın ortası. sahil güneşli ama serin. ve iğne testi yapılacak kadar kalabal…
yazının devamı »çocukluğumda var mıydı bu havalı godfather kornası emin değilim. ama ne zamand…
yazının devamı »tuhaf bir toplantıdan çıktım. mutsuz değildim. ama mutlu da olmadım. gözlüğümü …
yazının devamı »