cumartesi. sabah. dokuz otuz beş. bir tutam kasım güneşi, çayım ve kakaolu keki…
yazının devamı »sabahı; yorgun ve ağzına kadar dolu bir şehrin üstünde olması gerektiği kadar g…
yazının devamı »yine aylardan kasım. yine pastırma yazı. yine aylak bir kedi gibi balkona çivil…
yazının devamı »tan yeri henüz ağarmamışken, gece üstündeki siyahı çıkarmamışken, balıkçılar vi…
yazının devamı »şehir hala pazar uykusundayken üçüncü kupa çayımı alıp balkona çıktım. oturmada…
yazının devamı »" kimsenin olmayan bir yoldan geçerken kimsenin olmayan bir resmini görd…
yazının devamı »üç sokağa birden bakan, güneşi olabildiğince alan bir balkona sahibim. sadece b…
yazının devamı »yirmi dört ekim cuma. akşam saatleri. tüm ajanslar 21 aralık 2012 kıyamet tella…
yazının devamı »hani bazen olur öyle sevgilim. üzerinde yüz yıllık bir yorgunluk hisseder insan…
yazının devamı »bugün çok şey oldu. bugün hiçbir şey olmadı sevgilim. sabah şairleri kıskandım.…
yazının devamı »mükemmel bir gündü alacaklı gibi dikildim güneşin karşısına üstelik şair misali…
yazının devamı »eylül geldi. ama sonbahar gelmedi. takvimde yazanın aksine istanbul’da iklim ha…
yazının devamı »yalan yok şimdi sevgilim. bana diyorum; cansever’in o şiirini okuttuğun günden …
yazının devamı »ahh natalia. ahh. benim hüzünlü sesim. kınalı'da denize girip serinledikten…
yazının devamı »annemin bahçesinden fizan’a upuzun bir yol yapan karıncaları anlamaya ça…
yazının devamı »ömrümüz diyorum çok kısa sevgilim, biliyorsun. biliyoruz. peki nasıl anlıyorum?…
yazının devamı »hayat tuhaf sevgilim mabel matiz bile dinleten çok acayip bir duygu bu akşam …
yazının devamı »gözlüksüzüm. annemin bahçesindeyim. çay içip full damar şarkılar dinliyorum. se…
yazının devamı »say ki bir fenerin kuytusuna sığınmışız. bir avuç insan. dünyadan kaçmak için…
yazının devamı »hani içinden bir parça kopar da yerine kocaman, yumru gibi dedikleri bir taş ot…
yazının devamı »