zarifoğlu okuyorum. yine. balkondayım. “ babamdan mektup aldım eylül yirmi bir …
yazının devamı »ağaçlar büyüyor. ama yavaş büyüyorlar. tam dört haziran önce geldiğim genç fida…
yazının devamı »balkona koyduğum katlanabilir masanın bir ayağı topallıyor ne vakittir. az ö…
yazının devamı »deniz kenarına diye çıktım. dolmuşlar dolu gelince semtin parkına kırdım rotay…
yazının devamı »bazen olur böyle. bir sabah uykusunun ortasında diline dolanan neşeli bir …
yazının devamı »ismini vermek istemediğim özel bir hastanenin turuncu karton çantasına doldurdu…
yazının devamı »anadolu bozkırına kondurulmuş küçük bir kasabada olduğu gibi yavaş ve sıkınt…
yazının devamı »yine, yeniden bir şeyler oluyor. ve benim yine fikrim yok. his sadece. somut ve…
yazının devamı »lüzumlu, lüzumsuz bir çok eşyanın fırlatılıp atıldığı arka balkon gibiyim b…
yazının devamı »rüzgar öyle güzel, öyle mest ederek esiyor ki insanın ruhunu teslim edesi geliy…
yazının devamı »