hadi bi’cesaret - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

hadi bi’cesaret

ismini vermek istemediğim özel bir hastanenin turuncu karton çantasına doldurduğum üç kitap, bir kurşun kalem ve aile boyu bir kulaklıkla iki gündür balkona çıkıp iniyorum. lakin ne okuyabiliyor. ne de yazabiliyorum. sadece dinliyorum. günler, haftalar öncesinden telefonuma kaydettiğim şarkıları. çünkü yeni bir şey yok. zaten yeniyi ekleyecek, eskiyi eleyecek gücüm de yok. zira canım candan haklı. ceza da haklı. bu şehir çünkü insanı hep kandırıyor. hayli yoruyor bu şehir. 
aylardır ve belki yıllardır avutuyorum kendimi. bir elin parmaklarından daha az kalan emeklilik yıllarımı sayıyorum. gideceğim günü falan. 
rus ruletinden farksız aslında. çünkü ve zira; yarının garantisini kim verebiliyor? 
az daha, biraz daha diye diye bugüne geldik. lakin motor durdu kaptan. kaç kuvvetinde ve ne yönden estiği bilinmeyen rüzgarda savruluyoruz artık. bodoslama bir yere geçirmek an meselesi. yahut rüzgarın durması ve açık denizde köpekbalıklarıyla dans etmek diyorum...
..
dinliyorum demiştim. eskicinin narasını. şımarık çocuk haykırmalarını. aylak martıların çığlıklarını. yaz boyu ve her hafta sonu mahalleden eksik olmayan düğün konvoylarını. davul, zurna seslerini. karşı otelin gösteriş budalası hava fişek gösterilerini falan.



sonra da oturup sevgili dostlarımın doğa fotoğraflarını ‘layklıyorum’.
misal az önce sevgili kardeşim fiko’nun köy resminden sonra benim şalter attı.

 “benim köyüm de çok güzel lan. ben niye gitmiyorum! gidemiyorum.”

ama temelli.
lakin dönmemek üzere.
fakat....
..
n’aptım, biliyor musun?
hiççç...
bir yanda hayaller, öte yanda gerçekler vardı zira.
bir de işte; o öbür yanım. korkak diğer yarım!
yapabildiğim tek şeyi yaptım! oturdum bu yazıyı yazdım..
..
bir şarkı vardı hani eskilerden. hadi bi’cesaret diyen.. sıla mıydı sezen aksu muydu yoksa söyleyen?
o geldi işte aklıma birden.

balkonda gün boyu ve daha yeni yeni esmeye başlayan rüzgarla birlikte böyle bir deli cesaretinin gelip beni bulmasını bekliyorum bir gün. yoksa her şeyin hallolmasını beklersem eteğimde taş, heybemde hesap çok. hem yapılacaklar listesi de oldukça kabarık.
o yüzden diyorum; öyle bir zamanda gelsin ki vazgeçmek mümkün olmasın.
aşk gibi. mevsim sağanağı gibi.
e hadi bi'cesaret..
.
candan erçetin - arada bir