bazen gerçekten, ciddi ciddi düşünüyorum. onca yıldır ve özellikle son 5…
yazının devamı »zekai tunca açık olan televizyonda gerdan kırarak “ artık yağmur yağsa da h…
yazının devamı »20 kasım çarşamba / sabah: nerdeyse her sabah görüyorum onu. bu sab…
yazının devamı »çınaraltı çay evi diyorlar buraya. hepi topu dört masa, sekiz sandalyesi, …
yazının devamı »bu kış belki de tanpınar inadımdan geçip aylak adam’ı yeniden okumalıyım. ya…
yazının devamı »düşünmekten ve yazmaktan başka yapacak daha iyi bir işim yok. bu öğlen. bu kası…
yazının devamı »aralıklarla beş senedir ve son sekiz öğlendir buraya geliyorum. bu varoş, ba…
yazının devamı »yatsı: iş çıkışı. dolmuştayım. mevki; tekli koltuk. konum; teker üstü. iç…
yazının devamı »ortadan ikiye ayırdılar bizi. gümüş renkli, demir parmaklıklar var aramızda.…
yazının devamı »bazı günleri olur hani insanın, kimlerin ve kimsenin dinlediğini, okuduğunu …
yazının devamı »