bir adada yaşamak hayalim oldu hep. adada yaşamak değil ama adalar’ın tam ka…
yazının devamı ». deniz ve kenarı çok güzel. bu bahar. elbet bu güneş ve bu rüzgar. günahtı…
yazının devamı »güzergah dışına çıktık. dar ve şekilsiz sokaklardan içimiz dışımıza vura vura…
yazının devamı »şarkıdaki gibi milyon şey var aklımda . misal şekersiz içtiğim çayı -bilmedi…
yazının devamı »çocuk “ üstüne bir şey alsaydın oğlum. bu bahar sıcağına aldanma çarpar a…
yazının devamı »yapacak daha iyi bir işim yoktu. sırf istasyonlar daha çabuk bitsin, z…
yazının devamı »dokuz masa dolusu insan unuttuğumuz bir şeyi hatırlamak ister gibi dalgın d…
yazının devamı »antikacıların karşısında, herkesin gölgede, kıyıda konuşlandığı kahve evin…
yazının devamı »yaklaşık on yolcu. seksen, belki 70 model bir pejodayız. iş çıkışı, yokuş aş…
yazının devamı »... ondan sonra bu mithad’ın insanlardan alıp veremediği nedir? çocukluğu m…
yazının devamı »mektuplar yazıyorsun. mektuplar yazıyorum. iki haftada üç ya da dört kez hem…
yazının devamı »pazar günlerini sevmiyoruz çünkü. hiç bir sebep yokken anlamsızca çöreklenen…
yazının devamı »bir kere daha bulutlarlayım şimdi. o bulutlar ki; sonsuz bir mavilikteki ip…
yazının devamı »eski düz yazılarımı kırpıp da şiir yaptım beğenmediler beğenmedin beğenm…
yazının devamı »bazı şeyleri hiç anlamadım. anlamayacağım. misal böylesine nefis bir bahar …
yazının devamı »inatçı keçi adlı mekanda tarihimde beni, daha doğrusu bizi en çok ekmiş, ra…
yazının devamı »bugün bahar yalancı. güneş de öyle. kendini arada bir gösteriyor ama pir gös…
yazının devamı »bu fotoğrafı dün öğleden sonra çektim. çok sevdim. bana bir sürü şeyler anla…
yazının devamı »elimdeki kitabın gitmek temalı hikayesini okurken, iki bin on yılının en çok…
yazının devamı »marttan nisana, oradan da ömrün sonuna hızla yol alan bir tramvayın içindeyi…
yazının devamı »‘ sen seviyorsun diye aldım. yoksa biliyorsun kokusundan hiç haz etmem ’ de…
yazının devamı »şimdi. üç mart pazar günü, ünlü bir kahvecinin terasında mal bulmuş mağribi …
yazının devamı »