sabahın sekizi. pazar. sisli ve puslu bir istanbul bana bakıyor penceremden.…
yazının devamı »karşı apartmanın oto parkında top oynayan ergenleri izliyorum ne vakittir.…
yazının devamı »parçalı bulutlu, tatsız, keyifsiz bir gün. sabah işe yine geç kaldım. v…
yazının devamı »daha fazla duramadım. yemeği yer yemez dışarı attım kendimi. güneş çünkü yine m…
yazının devamı »bir halk otobüsünün en arka koltuğunda karanlık cama bakarak geçmişimi düşünüy…
yazının devamı »yeni bir şarkı buldum. onu dinliyorum sabahtan beri. bu kaçıncı tekrarı bilmiyo…
yazının devamı »her zaman olan yine oldu. pazar günleri çünkü, manasız bir sıkıntı kaplar içim…
yazının devamı »cuma, yağmur ve istanbul bir araya gelince maalesef voltran oluşmuyor. he-man…
yazının devamı ». sabah: bir durak dolusu insan. hepsi kuzeye bakıyorlar. sanki godot'u…
yazının devamı »tüm öğleden sonrayı pencereden kuşları izleyerek geçirdim. hep aynı saatlerde…
yazının devamı »şubat ortasında aylak ayartan bir bodrum güneşinde ol…
yazının devamı »içimde bir his var. konuşuyor üstelik. işbu yazı çok uzun olacak diyor. hani b…
yazının devamı »minibüs ineceği yeri geçince sanki eli kapıya sıkışmış da çok acı çekiyormuş gi…
yazının devamı »mesaim başlayalı bir saat sekiz dakika oldu. lakin şimdiye değin hiç bir işe e…
yazının devamı »çok acayip bir üç gün yaşıyorum. ne olduğunu kendime dahi açıklayamıyorum. çünk…
yazının devamı »türkçe sözlü hafif müzik çalıyorlar ilk kez. kulaklığımı takmadım o yüzden. dış…
yazının devamı »saat sabahın yedi yirmi beşi. m fö'nün kulaklarını çınlatacak kadar güzel …
yazının devamı »bahariye'ye ilk kez tersten girdim. rüzgar moda'ya doğru kuvvetli esiyo…
yazının devamı »öksürüğüm geçmedi. özellikle sabahları nöbet şeklinde geliyor. anlaşılan şurup…
yazının devamı »sabah : yeni yılın ilk gününe boğucu, kuru öksürüklerle başladım. bu hep böyle…
yazının devamı »