.
az önce dışarı çıktım. karın şiddetli yağdığı, evden çıkamadığım akşam eczacı iş yerinde kalan reçete aslı olmadan getirmişti ilaçları. böyle güzel insanlar hâlâ var. reçete aslını verdim. içten gülümseyerek teşekkür etti. asıl ben teşekkür ederim diyerek mutlu ayrıldım oradan. kar ve buzla kaplı sokaklarda aylak aylak yürüdüm bir süre. kayıp düşmemek için kısa ve dikkatli adımlarla yürüyen insanları izledim. karşı karşıya ve göz göze geldiklerime sebepsiz gülümsedim. bazıları aynı içtenlikle gülümsedi. bazıları "deli mi bu" der gibi bakıp geçti. vazgeçmedim. yürümeye devam ettim. soğuğu ve temiz havayı tüm hücrelerimde hissettim. seni düşündüm. iki kere sarıldım. bilmiyorsun.
.
karda yürürken çıkan o kart kurt seslerin dinlediğim müziğe karışmasını nasıl sevdiğimi hâlâ anlatamıyorum. ama çok seviyorum. tıpkı bardaktan boşalırcasına yağan yağmura yetişmeye çalışan araba sileceklerinin çıkardığı o hoyrat sese olan sevgimi anlatamayacağım gibi. ama işte; hiç bir sesi, ama hiç bir şeyi seninle olan sessizliğime değişmem. bunu biliyorsun...
güneş, iki gündür topladığı karları adeta iade ediyor şimdi. ne güzel. bu tarifi imkansız kış ve kar sevgimi kendime izah edemiyorum. izah etmek istiyor muyum? emin değilim. lakin bildiğim; varlığının, varlığımı doyurduğu.
.
.