sekiz buçukta oturdum pencerenin karşısına. seksen yedi karını bekliyorum. öyle diyor çünkü ajanslar üç gündür. şöyle seksen yedi, böyle mart karı. pireyi deve yapmayı seviyoruz. tarihten ders almayı bilmiyoruz. hep aynı hataları yapıyoruz. ama ben tedbirliyim. sabah pek bir vukuat görünmemesine rağmen yalancı çobanın kulaklarını çınlattım. arabayı garajda bıraktım. işe otobüsle geldim. şimdi çayımı aldım. pencereye kuruldum. ufak ufak atıştıran öncü birlikleri izliyorum. dedikleri doğruysa büyük ve yoğun bir beyaz kuşatmanın etkisi altında olacağız bir kaç gün.
.
seksen yediye dair hatırladığım ise; kaderin cilvesi mi yoksa benim zorlamam mı bilemiyorum. ama beşiktaş’ın avrupa kupası maçı vardı o gün dinamo kiev ile. istanbul’a yoğun kar yağışı nedeniyle maç da okullar da tatil edildi. cilve ve zorlama şurada; dinamo kiev o zaman ukrayna’nın değil şimdilerde kiev’e girmeye çalışan eski rusya’nın yani sovyetler birliği’nin takımıydı. maç bir hafta sonra izmir’de oynandı. sonucu ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.
okula bir hafta falan gidemediğimizi hatırlıyorum. on beş gün diyenler de var. inanırım.
.
o vakitler twitter yoktu tabi. 'vali amca’ya baskı yapalım. istanbul’un yükseğinde oturuyorduk. okula ve rüzgara karşı bir kilometre yürümek zordu. hangi kıştı tam hatırlamıyorum. belki seksen yedi, belki doksandı. ama rahmetlinin şu sözünü hiç unutmuyorum. yine karlı bir gün, biraderle lambalı radyomuzun başına üşüşmüş kar tatili haberi beklerken; “valiliğin önüne kar yağmadan tatil etmezler. boşuna heveslenmeyin” demişti. ardından da siyah james bond çantamı elime tutuşturmuştu. ağırlık yapıyor diye t cetvelimi almamıştım ama.
.
böyle karlı günlerde ama en çok orhan veli’ye öykünüyorum. özeldeki memuriyetimden istifa edip tütüne başlamak istiyorum misal. istifa olmasa bile erkenden eve gidip eski türk filmi yahut juliette binoche filmleri izlemek istiyorum. kim bilir belki yeniden aşık olur. hatta şiir bile yazarım. ama hep böyle havalarda. çünkü veli’nin aksine güzel havalar değil beni mahveden. böyle karlı havalar diyorum.
.
