346 - bir istanbul hatırası - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

346 - bir istanbul hatırası

 


bi'gün yine arkadaşlarla galata'dan üsküdar'a vitesi boşa atmış, usul usul süzülüyoruz. ekmeğimizin peşindeyiz elbette. ama azıcık da eğlenmeyelim mi yani?  insan denen garip yaratıklara bakıyoruz tepeden aşağı. her biri ayrı bir cins. hepsi nevi şahsına münhasır bunların. hani bunlar bize vapurda, deniz kenarında lokma dağıtır gibi simit atıp eğleniyorlar bazen. bizde eğlencesine kafalarına sıçıyoruz. onlar da bi'koşu gidip milli piyango, süper toto falan alıyorlar ya işte o zaman çok gülüyoruz arkadaşlarla aramızda. etme bulma dünyası tabi. neyse efendim, o gün arkadaşlarla diyordum; galata'dan hezârfen ahmet çelebiyi anarak saldık kendimizi tarihi yarımadanın hava boşluğuna. rüzgar tam istediğimiz gibi keşişlemeden ılgıt ılgıt esiyor. hemen üsküdar'a inmedik tabi. galata köprüsünü şöyle bir teğet geçip yeni cami ve sarayburnu'ndan bir hilal çizdik. eminönü'nün mahşeri kalabalığını da boş geçmedik elbette. arada on-on beş kişiyi tabakhaneye koşturur gibi nimet abla'ya gönderdik. hazır, yeni yıl geliyor, büyük ikramiye, yeni umutlar, bu sene size de çıkabilir falan. hem yalandan kim olmuş. ama gayrisafi milli hasılaya bizim de katkımız olsun istedik. fena mı yaptık?
sonra efendim marmaramızın biriciği kız kulesi semalarına geldik. buranın balığı hiçbir yerde yok azizim. iki üç sorti yapıp günlük iaşemizi çıkardıktan sonra yediklerimizi hazmetmek ve siestamızı yapmak amacıyla ayazma camii kubbelerinde istirahate çekildik. ikindi ile akşam arası hava kararmadan da üsküdar'dan galata'ya niyetlendik. yukarıdaki bu fotoğraf işte; dönüş yolculuğumuzun resmidir. ne güzel bir gündü..

.

jose conde - el avion