annesine olan düşkünlüğünü ve hassasiyetini bildiğimden annem ile ilgili her yazıdan sonra hafif bir pişmanlık duyarım. acaba onu ve onun gibi annesi hayatta olmayanları üzmüş müyümdür diye düşünürüm. sonra başka bir gün, bir başka bir yazarın ya da sıradan bir insanın babası ile ilgili bir yazısını okurum. içim burulur önce. ama sonra iyi ki okumuşum o yazıyı derim. anlarım ki dünya nasıl gece ve gündüzle, kış ve yazla kendine bir denge kurmuşsa bu tür meselelerde de denge böyle kuruluyordur. ya da bana öyle geliyordur. bilemiyorum.
.
