onu yıllar evvel tamamen bir tesadüf eseri, sıkıcı bir cumartesi gecesi tv’de zap yaparken tanıdım. sempatik bir adam hasretle ve gayretle ama öyle tatlı bir üslup ve kendine has şivesiyle bir şeyler anlatıyordu ki adeta ona ve muhabbetine kilitlendim.
programın ismi zaten ilginçti.
çocukluğumuzdaki kovboy filmlerinin mütemmim cüzü meksika sınırı. itiraf edeyim masa etrafındaki adamlardan bir tek haşmet babaoğlu’nu tanıyordum. o da beşiktaşlı olduğu içindi. diğer adam tarık tufan’ı favori filmim uzak ihtimal ve şanzelize düğün salonu kitabıyla sonradan iyice belledim. keza yazar selahattin yusuf’u. ortada keyifli bir muhabbet dönüyordu. ve bana göre bu keyfin tek sırrı, süreyya önder’di.
o günden sonra hiç izlemediğim ülke tv cumartesileri favori kanalım. meksika sınırı vazgeçilmezim oldu. sonra sırrı süreyya gitti ben de ufak ufak çekildim meksika sınırından.
nihayet olaylar gelişti. zaman değişti. sevdiğim adam çok da haz etmediğim. benimle taban tabana zıt bir siyasi cenahın yanında durdu. ama ona küsmedim. zira uzaktan izlediğim kadarıyla o sevgi ve barış dilini hiç bırakmadı. ülke için söylediklerinde samimiydi hala. nüktedanlığı zaten üzerinden hiç çıkarmadığı ona en çok yakışan giysisiydi. en son mecliste helallik hadisesiyle hem güldürüp hem düşündürmüştü. sanki modern zamanın nasreddin hocasıydı. belki de ve yıllardır ayrışa ayrışa bir hal olan memleketin doğal yapıştırıcısı konumundaydı. bence bu unvanı sonuna kadar hak ediyordu. yanında durduklarının aksine yüzü hep güleç, gözleri hep sevgi doluydu. tabi bunlar hep bana göre. hep subjektif. sizi yine de bilemem bayım. ve sizi saygıdeğer hanımefendi.
son tahlilde böyle yazıları çok beceremem. ama uzaktan da olsa kendini bana sevdirmiş güzel insan için bu sabah, mezardan daha soğuk ve karanlık metro istasyonunun ürperten serinliğinde içimden taşanları paylaşmak istedim. hoş onun bu satırlardan hiç haberi olmayacak belki ama en azından meksika sınırı'ndan bugüne bana yaşattığı keyifli anlar ve ülke barışı için yaptıkları hatırına bir teşekkür mektubu olsun işbu cümlelerim.
ezcümle bu da geçer "sırrı abi". bu da geçsin ve gitsin.
ve rabbim seni kızınla torununa bağışlasın.
.