artvinli dostuma “şavşat’a ne zaman gidiyoruz?” diye yazdım bu sabah. önce bir kahkaha efekti sonra “sen ne güzel bir adamsın. iyi ki varsın. içimden geldi valla” sıralı cümlelerini okumak ağustostan rol çalan bu haziran pazarında kızgın kumlardan serin sulara girmiş hissi uyandırdı. içimi bayram yerine çevirdi yalan yok şimdi.
yozlaşmanın son hız hüküm sürdüğü, kimsenin yaralı parmağa bile işemediği bu alçak devirde diyorum demek ki hoş bir sada bıraktığımız dimağlar varmış hala. arkamızdan iki kelam güzel söz edecek dostlarımız kalmış. enseyi çok da karartmamalıymışız hem. umuda, iyiye ve güzelliğe de her an gelebilirler diye yer ayırmak gerekliymiş. safları sıkı tutmanın önemi bir kez daha idrak edilmeliymiş. sadece hüzünlü şarkılar değil neşeli şarkılar da dinlenmeliymiş arada. pencere ve balkonlarımızda kuşlar için bir tas su bırakılmalıymış mutlaka. ama mutlaka..
.