toz zencefil almalıymışım. sıcak sütün içine bir çay kaşığı katacakmışım. yine bir kaşık balla karıştırıp içecekmişim. çok iyi geliyormuş. o hep yapıyormuş. ama ben hiç yapmadım. doğal antibiyotik denilen kelle paça çorbasına geçen yıl başlamış biri olarak. ablamın sözünü dinlemeye karar verdim. hayrullah efendiye sipariş verdim. bir ekmek. bir şişe süt ve 50 gram toz zencefil. evde bal olacaktı. iyi gelirse haber veririm. ses çıkmazsa bilin ki iyi gelmemiştir. yahut rutin tembelliğim nüksetmiştir. oysa millet hasta olunca üç kitap, dört film falan bitiriyor. bense sadece bir sayfa işe yaramaz yazı yazıyorum. ha yalan yok şimdi. ucundan kıyısından sevdiğim kitapların altı çizili cümlelerini okuyorum. en çok zarifoğlu. bazen ömer edip cansever. sonra en kötü bir bölüm dizi izliyorum. misal bu kış, fargo 5.sezonun müptelası oldum. böyle kış dizileri çoğalsa keşke diyorum. spotify haftalık şarkılarını dinliyorum. hayrullah efendi’yi bekliyorum. yanlış yapmamak için ablamın sözlerini aklımdan tekrar ediyorum. bal zencefil süt. yok öyle değildi. zencefil bal süt derken aklıma gelen semih kaplanoğlu üçlemesini yumurtayla beraber kovuyorum. süt. bal. zencefil. iyice karıştır. afiyetle iç… kapı çalıyor, kapıya bak!
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...
eternal sunshine of the spotless mind (2004)
-
mevsim kış. önümüz yılbaşı. onun ardı sevgililer günü malum. netflix mi çok
inceci, yoksa ben mi çok komplo teoriciyim? bilemedim. elimi dokunduğum
yerde y...