1 - lensini arayan masum martı
güneşli ama sisli bir bostancı günü. takvim yaprakları 2023'ün sekiz kasımı işaret ediyor. kafamda deli sorularla sahile indim. canım pek yürümek istemiyor. lakin kafam dağılmak istiyor. benim için bunun en güzel yolu, spotify play tuşuna basıp fotoğraf çekmek. iki balıkçı dükkanın arasına girdim. hem rüzgardan korunuyorum. hem de birazdan hareket edecek büyükada heybeliada vapuru için pusuda bekliyorum. beklerken işte bizim benjamin geldi ciyaklayarak. sanki kıçına neft yağı sürmüşler. alt tarafı olağanüstü fevkalade 32 32 indiriminden aldığı lensi düşürmüş herze. ciyak ciyak onu arıyor denizin hem altında hem üstünde. dalmayı da bilmiyor faydasız. arkadaşları saros körfezinde eğitim alırken bu mikanos'da gününü gün ediyordu. şimdi ağlasın dursun. ağlasın dursun. ama işte vicdanım elvermedi. seslendim. "beri bak" dedim. oğlum benjamin, dünya malı dünyada kalır hem senin neyine lens takmak. gözün görmese anlayacağım da kızlara hava atmak için takıyorsun bilmiyor muyum? yemin billah etti. yok valla mithad abi aile doktorumuz ya gözlük takacaksın ya da lens dedi. hele ki simit peşinde koşarken. bu insanoğluna güven olmaz. feyk meyk atarlar. zaten 8,5 derece miyopsun bir vapurun bacasında telef olmandan korkuyorum dedi. aile doktorumuz. bütün paramı da vermiştim. şimdi yenisi için çift mesai yapıp tuttuğum balıkları yenikapı halinde satmam lazım. inanmadım ama içime de bir şüphe tohumu ekti şimdi faydasız. ben de şöyle bir bakındım oralara ama yok. zaten çoktan balıklara yem olmuştur. yok mu dedim özel sigortanız sgk'nız falan. nerdeee abi. biz de bir maliye bakanı var görsen sizinkini mumla aratır. baksana kemer sıka sıka ne hale geldik. bir deri bir kemik kaldık..
.
2 - demir alma vakti gelmişse zamandan
ada yolcusu kalmasın düdüğünü öttürdükten sonra dumanını savura savura öyle cakalı bir gidişi vardı ki, görmeliydiniz bayım. hani vapur olsam oracıkta aşık olurdum. hoş vapur değilken bile aşığım ben vapurlara. geçmiş gün söylemiştim. vapur gördüm mü içimde fener alayları düzenlenir, kırk bir pare top atışı yapılır. öyle severim. öyle çok severim. bostancı iskele'den heybeliada-büyükada istikametine hareket bu vapurunu da öyle sevdim.
.
3 - gidişin suskun olmuştu ama..
sekiz kasım çarşamba günündeyiz hala. vapur nöbetinin üçüncü saatinde. üçüncü vapuru yolcu etmenin gururuyla yorgunluk çayı içiyorum. eski milli boksör selami karakelle'nin lokantasında. arada gelirim buraya. yorulunca. üzülünce. sevinince. çayını yahut bir yiyeceğini çok sevdiğimden değil. denize ve adalar'a bakmayı sevdiğimden. işte günün üçüncü vapuru gidiyor termessus gibi saçlarını savura savura. sizce de çok güzel değil mi?
.
4 - vuslatı bekleyen aşıklar gibi..
yukarıdaki fotoğrafta ne görüyorsunuz?
adalar istikametinden gelip bostancı'ya gitmekte olan bir vapurla, bostancı hareketle heybeliada ve büuükada seferini yapan bir başka vapur. iki inatçı vapur. marmara denizinde. geçiş üstünlüğü konusunda mı tartışmak üzereler. ve sol yandaki martı, şimdi olay molay çıkar beni de şahit yazarlar diye topuk mu yapıyor? ne demişti bir sirkeci gezisinde haşmetmeap drifter? fotoğraf işte böyle bir şey; olanı yok, olmayanı var eder!
bu karşılaşma hakkında onlarca hikaye yazabilirim birbirinden astarlı ve astarsız. ama ben kayahan abi gibi sevgiyi seçiyorum. aşk'tan yana kullanıyorum hakkını. çünkü bu karşılaşma bunu hak ediyor. çok hak ediyor.
yıllarca haliç tersanesinde sürgün yatan, 1500 yolcu kapasiteli, geniş yürekli sülüş bey son çıkan af ve düzenlemeyle bostancı-adalar hattında yeniden denizlere döndü. kaderin cilvesine bakın ki yine yıllarca ve millerce kadıköy-beşiktaş arasında birlikte yol arşınlayan ki daha bu seferlerin ilkinde sülüş beyin, kız kulesi açıklarında ilk görüşte aşık olduğu, aşkına ilkin yasalar ve yönetmelikler gereği karşılık bulamadığı 1500 yolcu kapasiteli moda hanımla karşılaşması kaderin üstündeki kader değil de nedir ey sevgili? nedir?
.
5 - yiğidim aslanım burada duman tüttürüyor
moda hamım : "biraz yaşlanmış mı ne? ama heybetinden de hiçbir şey kaybetmemiş. aynı karizma, aynı vakarlı duruş. dediğim dedik. inatçı mı inatçı bir adam. ama tüm bu sertliğin içinde pamuk gibi bir kalp. sıcacık, anlamlı, derin ve aşık bakışlar. hala bana yanık mı nedir bu yaşta o nasıl duman tüttürmek öyle. deli mi ne hoşşik şey. oyyh içim bir hoş oldu bak şimdi benim de. ahh sülüş bey ahh. adana'nın köprüsü çağ çağ çağlıyor bu yar senin arkandan nazlı nazlı ağlıyor! ne olurdu o katır gibi inadını az yumuşataydın şimdi boy boy çocuklarımız torba torba torunlarmız olurdu. inatçı herif.."
.
sülüş bey: "ahh moda'm güzelim. aşkım. sevgilim. dinmeyen ateşim. söylemeye doyamadığım türküm. hala çok güzelsin. hala vakursun. duruşun aynı. hiç bir şey söylemeden çok şey anlatan bakışın aynı. sonra üzerinden hiç çıkarmadığım o asil duruşun. ve iki kıta arasına sığdırmaya çalıştığımız hasretimiz. görüyorum ki hiç değişmemiş. yıllar takvim yapraklarını alıp götürmüş ama güzelliğine dokunmamış. dokunmasın da zaten. selvi boylum, al yazmalım. elveda. bitmemiş türküm benim."
.
zerrin özer - gemiler