ama işte işte bazen -şimdi olduğu gibi- yazmak ekmek, su gibi ihtiyaç oluyor…
.
tedavinin beşinci günündeyim. dört gündür her şeyimi yapan, ulrasonumu, laserimi, tense’mi bağlayan baş fizyoterapist beni stajyerine emanet etti. şikayetçi miyim?
hayır.
hem artık 5 günden sonra alet edevatı bana verseler kendim bağlayabilecek kıvamdayım. ama mesele o değil.
sorun beklemek. mütemadiyen bazen ömür boyu beklemek. gelecek ve gelmeyecek olanı beklemek mesela. cihaz süresinin dolmasını. içimde üç gündür kıvranıp duran sıkıntının geçip gitmesini. israilli orospu çocuklarının durmasını. zamların yavaşlamasını. siyasetçilerin yalan söylememesini. yüzü denize, sırtı ormana dönük kulübemin beni ve beşiktaşımın da artık kendini bulmasını diyorum godot timsali beklemek bazen sevmekten zor geliyor. biliyorum son ikisi hayalden de öte. ama işte hayalsiz de yaşanmıyor be gülüm! yaşanmıyor…
.