günler sonra nihayet çınarcık tüm heybetiyle görünüyor. ama nemli hava gitmiş değil. kuşlar çok alçaktan uçuyorlar. ada hizasından. sadece kargalar ve kargalar. siyah kargalar. tarifeli uçaklar, doğu batı istikametindeler bu akşam. ben, geçmiş ağustos yazılarımda ve yazlarımdayım sevgilim. şu bir gerçek ki; eskiden daha güzel yazıyordum. yazıyormuşum. okuduklarımdan öğrendiğim bir şey varsa bu çünkü. ataol behramoğlu’nun ne dediği umrumda değil. zira öğrenilmiş çaresizliklerimden, gerçekleşmeyen hayallerimden kışlık kazak örüyor gibiyim kaç gündür. kaç haftadır. kaç aydır. çok acayip şeyler oluyor memlekette. ondan da acayip olanı tüm bu saçmalığa hemen alışıp uyum sağlama hızımız. normalmiş gibi yapma adaptasyonumuz. içinden geçtiğimiz döneme bir isim bulamıyorum. gerçi bu yazıya da uygun bir etiket bulamadım. ama olsun. gerekirse çizmelerimi giyerim. enflasyon mu, açgözlü evsahibi mi esir alacak beni. beşiktaş’ımın kolay puan kayıpları yahut hissedileni kırk derece olan istanbul nemi mi devirecekmiş? şaşarım! beni yere serecek olanı biliyorum. çünkü; en büyük rakibim yine kendimim. bir de işte thy. gerisi lafügüzaf sevgilim. çok lafügüzaf.
.