körfezden notlar 2023-3 ( canı isterse ) - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

körfezden notlar 2023-3 ( canı isterse )



“topun canı var, isterse girer kaleye istemezse girmez” der futbol bilgiçleri. bence kalemin de canı var. isterse yazar, istemezse yazmaz. hadi kıyılar mutedil neyse de ‘iki satır iki satırdır’ı her gün yazacağım diye açtım. ama iki gündür yazmadım. yazmadığımın bilincinde dolaştım sokaklarda, denize girip çıktım, denizi ve sahilleri kirletenlere sinirlendim, çay demleyip içtim, kuşların şakımasını dinledim. ama tek satır kalem oynatmadım. yazsana dedi içimden bir ses. öteki hiç oralı olmadı. zorlama beni. biliyorsun mecburiyetlerden hiç hoşlanmam dedi. içimdeki üçüncü ve tarafsız ses, varlığı ile yokluğu hiç belli olmayan ses çıt çıkarmadı. oluruna bıraktı. ve bugüne geldik. can’ım istemedi. oysa ve yine onca hikaye ve cümle dolandı etrafımda. pazarcısından marketçisine, sade vatandaşından en istanbul beyefendisine. ama yazmadım.
bugün ne değişti peki?
aslında çok şey değişmiş. rutinler, alışkanlıklar. yavaş yavaş değişirken umursamıyorsun. rutin haline gelince fark ediyorsun. misal yıllardır sabah erken ve akşam geç saat olmak üzere iki kez girdiğim denize son iki yıldır onda gidip üçte dönüyorum. dörtte çayımı demleyip evin arkasındaki gölgelikte kitap okuyorum. arabayla siteye girenler “bu adam yine burada oturuyor” diyorlar. orada öyle her gün aynı saatte evin mütemmim cüzi gibi duruyorum. ve kulağımda 2 saat bir dakika ve 31 parçalık hep aynı şarkılar dönüyor. karşı komşu torunlarıyla hep aynı saatte, beşte dönüyor plajdan. yan komşu hep müzeyyan senar dinliyor. değişenler bir süre sonra değişilmezler oluyor.
yo hayır unutmadım! ne değişti yazmak için? diye sormuştum bir paragraf yukarıda.
bu sabah ilk kez çok erken geldim denize, sekizde. alışıldığı üzere hep elli artılar vardı denizin içinde ve çevresinde. sandalyemi denizin içine kurdum, küçük  yuvarlak taşlara bakarken kalemimin canı geldi…
.