biber kızartması - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

biber kızartması




bu kokuyu diyorum ibrahim. biber kızartmasını yani. nerede olsa tanırım. haziran sıcağını efektif kullanmak için oturduğum balkonda elif key’in dumanlı ve sepya görünümlü newyork yazısını okurken de tanıdım. 
bu koku çünkü; garip bir biçimde çocukluğuma bağlıyor beni. ya da ben öyle sanıyorum. tüm aramalarıma karşın bir türlü tam olarak bağladığı yeri bulamıyorum. kokuyla birlikte inanılmaz bir his doluyor içime sadece. evet o kadar.. öğrenilmiş ve kazanılmış bütün ayarlarımı bir anda sıfırlayan..
peki nasıl bir duygu bu diye soracak olursan şayet;
her şeyin çok güzel olduğu bir dünyanın, bir dönemin ya da bir anın daha evvel tadılmış hissi derim. hakeza; kısa süreliğine de olsa güvenli ve huzurlu hissetme hali. ve yine anlamını bilmeden ritmine ve müziğine vurulduğun bir şarkıyı defalarca dinlemek gibi. yahut uçsuz bucaksız bir maviliğe tepeden bakarken yaz serinliğinin yüzünü okşaması gibi. ezcümle; ahval ve şeraitin her türlü kötülüğüne rağmen hala umut etmeyi salık veren bir koku bu. biber kızartması diyorum.
.