8-kuzey karolayna - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

8-kuzey karolayna



kentin yüksek yerlerine yağan kar gibi
seçiciyiz
seçici ve yalnız
yalnız ve mutsuz
mutsuz ve mağrur oysa
şairleri, çocukları ve kuşları çok seviyoruz
peki ama biz?
ya biz neden esirgiyoruz bunu birbirimizden?

civar illerden takviyelerle bastırılmaya çalışılan yangın gibi
aşkımız
üzerine su attıkça alevleniyor, yok olacağına daha da büyüyor.
denize yaklaştıkça niçin artıyor kederimiz?

evet insanlar mutsuz, insanlar huzursuz sevgilim
ben de seninle mutsuz ama bahtiyardım
bak işte! bir durak dolusu insan hepsi kuzeye bakıyorlar
baharın bir türlü gelmediği kasvetli bir salı sabahı
sanki godot'u bekliyorlar
peki ya biz?
ya biz neyi bekliyoruz bu lacivert akşamda
sınırları ve sonu çoktan çizilmiş olan bu dünya coğrafyasında?

çocukken yani orta iki ya da üçte
en sevdiğim ders tarihti ama 
'kuzey karolayna'dan çok değil
haber bültenleri başlayınca sustururdum herkesi
sanki annem saçımı okşardı spiker kuzey karolayna deyince
babam benimle gurur duyardı
telaffuzunu ve uzunluğunu 
ve uzaklığını
ve bilinmezliğini 
ve belki derinliğini
neden ve nasıl demeden sevdim
sorgusuz sualsiz, olduğu gibi
ne bir harf eksik, ne bir karakter fazla
iki kelime arasındaki boşluğunu bile

ben diyorum ki sevgili
ey sevgili
biricik sevgili
kuzey karolayna'yı sevdiğim gibi
lakin ondan da çok sevdim seni

ben seni sevince
kuşlar beni kıskanır, maveraünnehir bir iç deniz olur
iber yarımadası yeniden fetholunur
çiçekli dar sokaklardan denize çıkılır
dünya endülüs'te küçük bir avlu olur
ben seni sevince diyorum;
içimin kışları bahar olur, çiçek açar
şair olur, edip'ten rol çalar
29 çeken şubat gibi artık olan hayatım bir anlam bulur


evet doğrudur
son zamanlardaki suskunluğumu yıldızların sessizliğinden ödünç aldığım
doğrudur, konuşur gibi şiir yazan adamları kıskandığım
ve her kış başlangıcında sana gelmek için can attığım doğrudur
zamanın hükmediciliğine boyun eğdiğim sonra

saatime baktığımda sensiz geçen yılları görüyorum
görüyorum ama kimselere söyleyemiyorum 
marmara'nın sisinde kaybolan burgaz gibi parça parça yok olduğumu
ayakkabıcı tahir'e yok yere borç taktığımı
geçen yıl aldığım sardunyaya iyi bakamadığımı

ama daha kötü ne olabilir?
dünyayı durdurup beni okyanusun ortasına taşıyan gülüşünü bir daha göremeyecek olmamdan
daha kötü ne olabilir?
daha kötü ne ?

oysa ve hala hep aynı şarkıları dinliyor, aynı rutinleri yapıyorum
hiç değişmedim dökülen bir kaç tel saçımı saymazsak
eskisi gibi özlüyorum, eskisi gibi düşünüyorum seni
zira zamanı ayırmadım ikiye
senden önce ve senden sonra diye
çünkü sen benim tek takvimimsin
kışım da yazım da sensin
baharlarım zaten sen
en sevdiğimsin
tıpkı kuzey karolayna gibi