30- da vinci şifresi - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

30- da vinci şifresi




. . r . . d . .
. e . .
. . l . . . . . e .

bugünün özeti; yukarıdaki üç kelimede gizliydi.
bir avm'nin teras katında yazdım.
taslağa kaydettim.
ama öylece yayınlamadım.
tam gönderecektim.
vazgeçtim.

ne gerek var şimdi dedim.
herkes de her şeyi bilmesin.
herkes herkesle dostmuş gibi, mutluymuş gibi, seviyormuş gibi de yapmasın-dı.
ama.
ama işte..
ama işte.
mahremiyet denen bir şey var sonuçta.
mahrem dediysem hani öyle ayıp bir şey değil. mahremiyet denince de niye ayıp şeyler geliyorsa insanın aklına.
öyle değil işte.
fakat kendime de yakıştıramadım. yakışmak da doğru kelime olmadı sanki. kendimden utandım olabilir mi? yok galiba o da değil. doğru kelimeleri, uygun cümleleri bulmakta mahir değilim bugünlerde. nasıl anlatsam, bilemedim şimdi. o üç kelimelik duygu durumunu. acizlik metni gibi gördüm biraz sanırım.
sonra biraz mağlup.
biraz kabullenmiş, biraz bıkkın.
biraz korkak. biraz çaresiz.
ama hiç akıllanmamış gördüm kendimi. 
neyse.
hiç yazmadan silecektim taslaktan. otuz ocak için, kitapçıda bugün yaşadığım başka önemsiz bir olayı nakledecektim buraya. ama sonra dün akşam trt2 de izlediğim tom hanks'li meg ryan'lı film geldi birden aklıma. oradan da vinci şifresi'ne ışınlandım nasıl olduğunu bilmeden. sonrası zaten malum...
üç kelime, yirmi iki harf..