13-ankara - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

13-ankara

on üç ocak. cuma. on üç numaralı koltukta ankara'ya gitmek üzere evden çıktım. servis bir saat erken getirdi bizi otogara. bekliyorum. benden başka sekiz yolcu var bekleyen. canım sıkılıyor. çantamdaki kitabı okumak istemiyorum. müziği açtım. gözlerimi kapadım biraz. sıkıntım, huzursuzluğum geçmedi. yazmaya oturdum. hani yazacak kayda değer bir şey yok. hislerimden başka. ziyaretine gittiğim ağır hastayı düşünmemeye çalışıyorum. düşünmek icap ederse de güzel anılarımızı hatırlamaya gayret ediyorum. yazmadan evvel necati'nin cuma mesajına cevap verdim. üniversiteden arkadaşım. her cuma, ben cevap yazmasam da sektirmeden, yılmadan usanmadan her cuma uyandığımda mesajını hazır bulurum. bazen cevap yazarım. bazen yazmam. bugün yazmak geldi içimden.

sonra karşımdaki suskun iki kadının, olağanüstü geveze iki arkadaşı daha geldi. cenaze evinden hallice ortam kadınlar hamamına döndü. sanırım onlar da ankara'ya gidiyorlar. üzerlerinde kürkümsü kabanlar, atkılar. kendi üzerine baktım. çok ince buldum. halbuki sıkı giyin demişti asker arkadaşım şeref gelirken. abimlere o götürecek beni. yeni evlerini ve Ankara'yı bilmiyorum. kaybolacağımdan değil elbet. hem hasret gidereceğiz hem yoldaş olacak bana. ihtiyacım var çünkü.