hiç hesapta yokken bir şarkı duyarsınız. sıkı sıkıya kapattığınızı sandığınız kapı ve pencerelerinizden sızıp tüm hücrelerinize yakıcı bir duygu yayılır. hiç beklemediğiniz anda kalenizde golü görürsünüz. oysa en güçlü, en yıkılmaz modlarda -daha bu sabah- istanbul lodosuna kafa tutarken evvelden hiç duymadığımız bir ses, bir renk yerden yere, karadan denize vurur sizi.
bazen olur böyle.
ne yapıyorsanız bırakırsınız o an. doğrusu bırakmak zorunda kalırsınız. zira öyle duru bir ses, öyle içten yakarıştır ki bu, daha ilk hecesinde yakanıza yapışır. unuttum dediğiniz, sildim saydığınız duygularınız şahlanır. şahlanır. şahlanır.
artık en son nerede bıraktıysanız, nereye gömmeye çalıştıysanız yahut hangi çekmece içine koyup çatı katında yahut bodrumda bir dolaba kilitlediyseniz hepsi bir olup üzerinize hücum eden anılarınız ele geçirir direksiyonu.
artık en son nerede bıraktıysanız, nereye gömmeye çalıştıysanız yahut hangi çekmece içine koyup çatı katında yahut bodrumda bir dolaba kilitlediyseniz hepsi bir olup üzerinize hücum eden anılarınız ele geçirir direksiyonu.
bazen diyorum olur öyle.
güneyli rüzgarların dağlar, denizler aşarak getirdiği tanıdık bir kokunun yere sermesi gibi evde bir şeyle uğraşırken ses olsun diye açtığınız radyodan ruhunuza sıçrayan o ilk duygu nakavt eder sizi. o an elinizde, zihninizde, ruhunuzda ne varsa unutursunuz. ilk gördüğünüz boşluğa kilitlenirsiniz. sözleri, melodiyi duymazsınız bile. hissettirdiği duygunun döngüsünde yanar, yanar, yanarsınız.
yanarsınız.
yanarsınız.
kirpiklerinize biriken yaşlar söndüremez bu ateşi. aldırmazsınız. alevlere koşan pervane böceği kesilirsiniz. şarkı biter. gönül dinmez.
tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar dinlersiniz.
buharlaşıp yok olamayacağınızı anlayana dek dinlersiniz.
tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar dinlersiniz.
buharlaşıp yok olamayacağınızı anlayana dek dinlersiniz.
bazen diyorum olur böyle..
siz güvenli rotanızda ilerlediğinizi zannederken ve hava günlük güneşlikken bir fırtına kopar. alabora olmazsınız belki ama dümenin hakimiyetini kaybedersiniz. oradan oraya savrulursunuz. tek sığınacak liman anılarınızdır. bir de işte sizi ayak baş parmağınızdan saçınızın son teline sarsan o şarkıdır*
içinizdeki ateş dinene kadar dinler, dinler, dinlersiniz...
içinizdeki ateş dinene kadar dinler, dinler, dinlersiniz...
..
.
* nahide babashli, sezen aksu'nun unuttun mu beni şarkısını 'cover'lamamış kör bıçağı kalbimize sokup bir sağa, bir sola çeviriyor. bir sağa, bir sola..
.