becayiş - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

becayiş

 


her şey, herkes bir şekilde birleşiyor
bir biz bulamıyoruz vuslatın anahtarını
bir noktada sabit duramıyorum, belki ondandır diyorum
gölgede üşüyorum, güneşe çıkınca terliyorum türk tipi balkonumda
öyle pis bir ekim havası sevgilim
.
civar evlerdeki kızartma kokuları, apartmanı temizleyen vehbi abinin deterjanına karışıyor
karşı binanın duvarında takım sloganlarıyla sevda sözleri iç içe geçiyor
bize her yer trabzon- her aşkın vardır bir mesafesi
sonra hande mehan'ın sesine tepemdeki martılarla tarifeli boing 737'ler vokal yapıyor
karşımdaki prens adaları ile çınarcık'ı kalın bir sis bulutu birleştiriyor
ve elimi uzatsam tutacakmış görünen bulutlarla güneş cilveleşiyor
bir biz dokunamıyoruz ortak hayallerimize

iki kıta arasına sığdırılmış yalnızlığımızda
hâlâ kulak çınlamalarımı sana yoruyorum, sen sanıyorum
yanımdan sessizce geçip gidenleri
oysa bir ekmeği bölüşür gibi paylaştık büyük bir günahı
sevdiğimiz şarkılar gibi sonuna kadar açtık kimsenin el süremediği, en saklı yaralarımızı 
çok yol yürüdük, az gittik lakin uz da gittik
her yalanda burnumuz uzarken ömrümüz kısaldı
fotoğraftaki sanatçıyı tanıdık ama bir türlü adını yazamadık
kesin ve net cümlelerdi bizi ortadan ikiye ayıran
kılıçtan keskin kıldan ince

şimdi bile bir kağıt gibi yırtan kulaklarımı 
haksızsın diyemezdim, çok haklıydın
ama işte haklı olmak mutluluğu getirmiyor sevgilim
hiç bir şey söylememeyi tercih ettim yahut konuşamadım 
susmak hiç bu kadar uzun sürmemişti halbuki
neye ve nasıl kırıldığımızı bilmeden bölündük ikiye
ne diyordu birhan hanım bir şiirinde;
fakirlik sevgilim;
sadece, her şeyi bir iken ikiye ayırmak

şimdi işte; 
zamir ve sıfatların becayiş yaptığı bir hiçliğin ortasından yazıyorum bu devrik cümleleri
far ışığına tutulmuş bir tavşanın koordinatlarından bildiriyorum
özleminin kalbime şehir meydanındaki büyük saatin gongu gibi vurduğu zamandan sesleniyorum çünkü
mevsimler yelkovandan daha hızlı dönüyor
günler yavaş, yıllar çabuk geçiyor burada
gözyaşlarımız içtiğimiz çaya kana kana karışıyor
sonra damarlarımızdaki kana
neden sonra hüznümüzle hemhal oluyor 
duvar dibine süpürülen yapraklar

son tahlilde; her şey herkes bir şekilde birleşiyor
bir biz, 
sadece ikimiz diyorum
yani senle ben
buluşamıyoruz bir türlü
üstümdeki yüklerimi atamıyorum, yaza yaza bitiremiyorum
belki ondandır diyorum
halbuki cümleler geçici, hüznümüz bâki sevgilim
.