93-korku - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

93-korku

 


prensibimdir. mecbur kalmadıkça akşam sekizden sonra çay içmem. içersem uykum fena kaçar. ama bu akşam mecburum. çünkü annem çay demlediğini söyledi. hem iki kez. uykusuzluktan ölünse o iki üç bardak çay içilir. çünkü bu hep böyledir. anne-babalar yaşlandıkça çocuklaşır. hassaslaşır. o yüzden öküz olmanın anlamı yok. bu saatten sonra zehir olsa içilir annenin elinden. sonra da o el öpülür.

.

o annem işte; şimdi çok sevdiği hülya hökenek'i izliyor habertürk'te. kanser üzerine tartışan hocaları dinliyor. bazen araya giriyor kendi yorumunu katıyor. benim bir kulağım onda bir kulağım sena şener'de. gözüm elimdeki kitapta. annemin yorumuna kendi yorumumu katıyorum. cevap vermiyor. bir sonraki yorumuna kadar hocaları pür dikkat dinlemeye devam ediyor. sonra birden "ne güzel kadın diyor" onu her izlediğinde yaptığı gibi. gülümsemekle yetiniyorum. ve sanki bir kuşun kalbini taşıyorum böyle zamanlarda. bu sıradanmış gibi gözüken sade anlarımızı diyorum; gün gelip çok özlemekten ölesiye korkuyorum. 
,