90 - * şiir seviyorum diye oluyor bunlar ya da aşıklar bayramı (2022) - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

90 - * şiir seviyorum diye oluyor bunlar ya da aşıklar bayramı (2022)

gelmemem lazımdı bugün. lakin geldim işte. üstelik ve sanki madalya vereceklermiş gibi mesaiden bir saat önce hasta hasta geldim. niye geldim bilmiyorum. ama olur öyle arada. bazı soruların net cevabı olmaz hayatta. bu da onlardan biri olsun.
...
işe gelmeseydim ne mi yapardım?
iki gün boyunca yattığım ve yaptığım gibi içimi kanırtacak bir dram filmi bulur onu izlerdim. üstüne de dengelesin diye "burhan altıntop" ile 'taşfırın haluk'un** yeni dizisi andropoz' un kalan iki bölümünü bitirirdim.
..



cumartesi çünkü hasta yatağımdan aşıklar bayramı'nı izledim. oysa izlemeden evvel okuduğum birkaç yazıda film hakkında kerli ferli insanların olumsuz yorumlarına şahit olmuştum.
halbuki ben usul usul izledim. sıkılmadım. bayılmadım. sonbahar'dan sevdiğim özcan alper'in arkaya yedirilmiş müzik eşliğindeki görsel şölenini izledim. 
bir filme nereden, nasıl bakılır? hangi teknik değerlendirmeler kullanılır bilmem. düz bir adamım. gelişine izlerim. bu filmi de öyle izledim. üç kupa limonlu ıhlamur, bir kâse kabuklu fıstıkla izledim. sonuçta hastalığımı unutturdu.
biraz geçmişin virajlı yollarında dolandırdı. biraz görünmeyen yaralarımı sızlattı. sonra işte, arkada çalan müzikler, görüntüler diyorum başladığı gibi sakince bitti. beklentisiz izlediğim için belki. bilemiyorum. 
ha filmin eleştirilecek hiç mi yanı yok diyen olursa olmaz mı? sesi çok az çıkıyordu mesela. normalde 10 ses bareminde izlerken bu filmi 20 de izledim.
bir de arabayla yolculuk başlayınca, ali ataylı haluk bilginerli filmi (nuh tepesi) aklıma geldi otomatikman. sonra baba oğul çatışmalı geçmişten bir kaç film daha. yerli olsun, yabancı olsun izlediklerimin hepsinde de babalar suçlu demeyelim de sorunlu, ihmalkar ve vefasızdı. lakin oğulların hiç mi suçu yok bu dünyada diye de sorasım geldi.
elimde bilimsel bir veri yok lakin hayırsız ve vefasız evlatların sayısı daha fazladır gibime geliyor. ama işte bu tarz filmler babalar ve annelerin sıkışmışlığı üzerinden yürütülüyor hep nedense. evlatların hoyratlığını tıpkı anne babaları gibi senarist ve yönetmenler de hoş görüyor da ondan mı hep böyle "abalıya" vuruyorlar?
bilemedim doktor. hiç bilemedim.
neticede, fena adam değildi heves ali!
fena adam değildi..
..
*    andropoz dizisinden bir beyit!
**  subliminal eleştiri 
*** filmin kemal varol'un kitabından uyarlandığını son bir not olarak düşelim.
.