bugün yani az önce, yaşlı bir ağacın altında melisa kesmez'in küçük yuvarlak taşları'nı bitirdim. incecik bir kitaptı. fakat hissettirdiği bazı duygular ağırdı. yine bir sürü satırın altını çizdim. yine bir cümle okuyup başka alemlere aktım. yine okumayı bırakıp kelimeler dolusu yazdım. yine tek kelimelik anılar arasında kayboldum. yolumu şaşırdım.
ve sonra kitapta adı geçen gabayemiş koyu ve hayıtdibi'ni gerçekten olmadıklarını tahmin ettiğim halde google'da arattım bir ihtimal. elbette ki yoklardı. ama bunca yıllık hayatımda pek az kişinin bildiği, böyle saklı bir cennetimin olmamış olması canımı sıktı biraz. tez elden böyle bir keşfe çıkmayı ölmeden önce yapılacaklar listeme ekledim. başarılı oluruz olmayız, ayrı. önemli olan yola çıkmak diye düşündüm. hissettirdikleri için yazara gıyabında teşekkür ettim. son tahlilde; kısa ama keyifli bir okumaydı.