ayarsız fotoğraftaki gibi kuşla uçağı aynı kareye denk getirmenin coşkusunu ya da bulutlarla dans etmek yerine iki koca binanın arasına japon kamikaze uçakları gibi dalan maceraperest martının veya mutfak penceresinde sigara dumanına kendinden başka kimsenin bilmediği düşüncelerini sarmalayan siyah gömlekli adamın düşündürdüklerini, çağrıştırdıklarını on tane romana, beş tane filme değişmem. sonuçta onlar kurgu ben bizzat yaşıyorum. üstelik kendi balkonumda, kendi istediğim şekilde. pamuk’un asortik balkonunda olsam bu kadar rahat hissedemezdim hem!
son tahlilde, sanırım beni yine en iyi balkonseverler anlayacaktır. herkesin balkonu kendine!
evet böyle.
.
istanbul, haziran üç
0 Yorumlar