68-parklar, bahçeler ve cennet - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

68-parklar, bahçeler ve cennet



semtin parkında rüzgar bazen öyle tatlı, öyle güzel, öyle baştan çıkarıcı esiyor ki, cennet burası ve bu his değilse nedir diye sorası geliyor insanın. ama ve tabi bir kere sormaya görsün insan sual ve sorgunun ardı arkası kesilmiyor sonra. çimen kokusuna karışan yanmış lastik kokusunun buruk tadıyla baş başa kalmış gibi oluyor. çünkü herkes hareket halinde. üstelik telaşlı bir eylem içinde. öğle paydosunda dinlenmek için geldiğim parkın etrafında koşturan insanlar ve hatta taşıtlar yüzünden başım döndü. oysa hep sormaz mıydık; sonu bu denli kesin olan bir yaşam için bunca telaş, koşturmaca, hırs, ihtiras, kibir, ...., ....., ,.... vs vs (boşlukları isteyen istediği kelimelerle donatsın) neden? 
cevabımız hem var hem yok. 
peki değer mi ortalama 70 yıl için bunca örselenmeye, örselemeye? 
sessizlik... 
o vakit durup biraz daha düşünelim. ama mutlaka duralım. düşünmesek bile dinlenelim. bu rüzgar, bu ağaçlar, çiçekler, güneş ve kuşlar bize ne anlatıyor? istediğimiz sorudan cevaplamak kaydı ile kendimize bir soralım. arada bir yerde şarkı dinleyelim. ama bu şarkı, yine anlamını bilmeden sevdiğimiz, hüznümüze en çok dokunan bir şarkı olsun. ve yine isteyen istediği şarkıyı dinlemekte özgür elbette. sonra işte sessizce işlerimizin başına dönelim.