güneşi sağıma aldım bu sabah. çünkü öyle icap ediyor. hiç istemesem de deniz ve burgaz ardımda. iki haftadır geçmeyen boyun ağrımı doktordan önce güneşe havale ettim. bekliyorum. beklerken cemal süreya ile konuşuyorum! bazen de balkon camından yansıyan mavi gökyüzünde güneyden kuzeye göç eden bulutları izliyorum. izlerken düşünüyorum. düşünürken sana yazdığım tek satır düşüyor aklıma. daha doğrusu aklımdan yazıp unuttuğum. çünkü insan değiştiğini fark edemiyor bazen. hep aynı kişi sanıyor kendini. aynaya bakınca gözlerinde gördüğü gibi zannediyor. hem hafızasını hemi eski yetkinliklerini. oysa zaman çabuk geçiyor. kolay yıpratıyor.
geçmiş gün işte. öğle vakti. ofiste. ayaklarımı uzatmış, gözlerimi kapatmış radyo voyage açmıştım. seni düşünürken. sen'li bir şiir dizesi düştü aklıma. temkinli yanım ‘yaz bunu, unutursun’ dedi. asi ve inatçı yanım ‘nasıl unuturum. mıh gibi kazırım aklıma’ dedi. ama işte bir duayı unutur gibi unuttum dizeyi. şimdi deli gibi kaybettiğim o mısrayı arıyorum bulutların arasında. görenlerin, yerini bilenlerin diyorum insaniyet namına..
.