gürcü şarkısı kulağımda yine oturdum burgaz’ın karşısına ve muhtemelen birazdan açacak olan güneşin altına. beni hiç tanımadan buraları okuyan birileri sabah akşam balkondan burgaz ve çınarcığa baktığımı zanneder. yani ben olsam öyle zannederdim. gerçi bugün çınarcık'ın başı dumanlı. belli belirsiz hatları gözüküyor sadece. burgaz ise beyaz bir boşluğa bırakılmış simsiyah bir kara parçası gibi. mağrur ve suskun. evlerin arasında yiyecek mi yoksa oyun mu aradığı belli olmayan martılar sonra. sokağın uzaya doğru yankılanan sesleri. karşı iki apartmanın kapıcılarının sohbeti. balkonunda küçük tamiratlar yapan emekli abinin çekiç sesleri. geri vitese takmış kargo kamyonunun sinyali sonra. kargaların çığlığı ve geri dönüşüm tankına atılan akşamdan kalma şişelerin gürültüsü. hepsi bir şey anlatıyor. ama ve galiba ben anlamak istemiyorum bugünlerde.
.
cansever’in iki satır, iki satırdır kitabını nihayet bu sabah bitirdim. son yirmi sayfası kalmıştı. bir solukta okudum. ve bitti. kitabın ilk sayfasını çevirip baktım. sekiz aralık 2021’de almışım. dört buçuk ay. iki yüz seksen iki sayfa. 123 mektup. ve çokça hüzün ve altı çizilmiş onlarca cümle kaldı geriye.
.
“yağmurluk giymiş dikkatli bir ilkbahardın. her şeyimi aldın götürdün bana bir şey kalmadı.”
.