133-yanık ekmek : bir şey lazım mı gelirken getireyim diyorum. senin oradaki fırından iki ekmek al istersen, güzel oluyor oranın ekmekleri diyor. tam kapatmak üzereyken ve oh unuttu diye sevinirken “ekmeğin altına bak, yanık olmasın ha” diye geleneksel tembihini yapmayı unutmuyor. unutmuyor. ‘eşşek kadar adama’ hala on yaşındaki çocuk muamelesi yapmak normal geliyor. ama yapacak bir şey yok. huyuna da suyuna da gidiyorum. arabayı sağa çekiyorum. köy içindeki fırına giriyorum. bir hanım abla var tezgahta. iki ekmek diyorum. aman altları yanık olmasın annem çok kızıyor diye ilave ediyorum ciddi ciddi. kadın önce gülüyor. sonra iki ekmek koyuyor tezgaha. kendimiz, özel bir undan özenerek yapıyoruz ekmeğimizi. annenize selam selam söyleyin, merak etmesin diyor.
ki hakikaten öyle.. mutfağa girip ekmekleri masaya bırakıp bekliyorum. annem masadan alıp yerine koyuyor ekmekleri bir yandan da kalite kontrolünü yapıyor ela gözleriyle. ama ses etmiyor. bu ekmekleri beğendiğinin ve aynı zamanda benim sınıfı geçtiğimin göstergesi demek oluyor..
..
134- yasin: karlı hafta sonu marketteyim. pazar sabahının körü. iki üç uykusuz müşteri market arabalarıyla fink atıyoruz koca markette. ve kasadaki sarı tişörtlü yasin kardeşim öyle samimi, öyle içten ilgilendi ki benimle üşenmesem dönüp bir araba dolusu alışveriş daha yapacaktım. insan unutunca böyle samimi şeyleri bir tuhaf oluyor tabi. eli ayağına dolaşıyor. çölde bir vahaya rast gelmiş gibi heyecanlanıyor. mutluluk pozları vermek istiyor falan. ama yok hayır, umarım yasin’ler çoğalır diye temennide bulunmayacağım. yasinlere sahip çıkalım yeter. fişimizin kenarını yırtık verdi diye şikayete üşenmediğimiz gibi markette, sinemada, lokantada böyle samimi, işini severek yapan insan evlatlarını taltif edelim, ne bileyim memnuniyetimizi bildirelim en başta kendisine, (verebiliyorsak bir çeyrek altın.......şakaydı elbet! ama 1 litrelik ayçiçek yağı neden olmasın..... bu da şakaydı) ve sonra ekipler amirine, zincirin başına falan kime bildirilecekse işte memnuniyetimizi bildirelim. yasinler çoğalmaz belki ama en azından onun gönlümüze dokunduğu gibi biz de ona dokunmuş oluruz bir şekilde. ne bileyim..
.
135-elon musk : sayın bakanımızın açık havada maskeye gerek yok hatta havalandırması yeterli (kime göre, neye göre) kapalı alanlarda da ‘koyverin gitsin’ mesajından sonra mahallemizde maske takanların sayısı inanılmaz şekilde arttı. ve bu da beni ileriye dönük acayip umutlandırdı. ne yalan söyleyeyim.. hocanın dediğini miydi yaptığını mıydı nasıldı o söz sevgili ibrahim?
.
136-the great heist : bilader yazmasa haberim olmayacaktı bu mini diziden. pazartesi başladım. her akşam yemeklerden sonra bir bölüm izliyorum. acele etmiyorum. elbet bir la casa de papel değil. bir profesörümüz. bir tokyomuz. bir ciao bella berlinimiz yok belki. ama..
aması şu. chayo var. avukat (molina) var. yaşlı kurt el dragon var. ne bileyim bayan k. var.
bunlar yetiyor işte.
diziyi izlerken şöyle düşündüm. ben herhalde chayo olurdum. bilader de avukat.
hayır hayır, chayo’nun kafasında kırk tilkiyi kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştırma becerisinden dolayı değil de daha çok duygularıyla hareket etmesinden, tez canlı ve inatçı olmasından dolayı kendi haneme yazdım. aklı başında hareket edenimiz de avukat bilader işte. (bilmem bilader katılır mı? katılmazsa referandum yaparız)
.
137 - lansman : telefonumun mesaj hanesi çok doluydu bu akşam. belediye başkanımızdan bir kez alışveriş yaptığım mağazalardan kandil kutlayanlara, meslek odasının eğitim mesajları ile bankaların kredi satma telaşı arasında sıyrılan aşırı iddialı bir mesaj şöyle bağırıyordu ..
aybanabihalleroluyor inşaat güvencesiyle izmir’de yepyeni bir hayat beni bekliyormuş. lansmana özel fiyatları sakın kaçırmamalıymışım.
mesaj mı okuyorum yoksa istiklalin sokak arası kahvecisinde fal mı baktırıyorum emin olamadım bir an için.
ama ben en çok izmir’e takıldım.
eyvallah güzelliğine lafımız yok. ama ben güzele güzel demem işte ibrahim...
hem niye çanakkale olmasın ya da balıkesir? yepyeni ve değişen bir hayat için.
bir kitap.
bir orhan pamuk neyimize yetmiyor.
ama bak zonguldak da olur..
neden olmasın..
.