annemin acı turşusunu yerken ntv’de kırılma anı'na denk geldim. emek ege'nin konuğu, fenerbahçe’yi en son şampiyon yapan teknik adam ersun yanal’dı. sunucunun yer yer kışkırtıcı ve can alıcı sorularında topu hep taca attı ‘en büyük fenerbahçeli’. devamlı surette popülist ve politik cevaplar verdi. sıkıldım bu durumdan. kapattım televizyonu. çayı demleyip balkona, güneşe çıktım. sigara içmek istedi canım. elimi cebine attım. sigara içmediğimi fark ettim. keşke içseydim diye geçirdim içimden. sonra rejisör koltuğuma oturup üzerimdeki kazağın kollarını dirseklerime, altımdaki eşofmanın paçalarını dizlerime kadar çektim. güneşi ruhumda hissedip kendi kırılma anımı düşündüm. yorgun beynim birden fazla seçenek sundu. hangisi olduğuna karar vermek güçtü. hem bunu bilmenin bu saatten sonra hiç bir şeye faydası yoktu. vazgeçtim kırılan yerlerimden. okyanusa açılmak üzere boğazlardan geçen yük gemilerini düşünerek bu son derece sıkıcı pazar gününün bitmesini beklemeye başladım.
.