böyle vakitlerde yürümeyi özlemişim. kar üzerinde yürürken çıkan kart kurt sesleri duymayı diyorum. bu seslerin kulağımdaki müziğe eşlik etmesini sonra..
belki de bu yüzden kahvaltı yapmadan düştüm yola. kim bilir bir daha ne vakit rastlaşırız diye bilerek yolumu uzattım. en uzaktaki fırına, markete, bankamatiğe gittim. sabah erken saatler olduğu için kalabalıktan ve bembeyaz örtüsüyle bütün kötülüklerden, kirlerden, sahteliklerden ve bayağılıklardan arınmış bir dünyada hatta başka bir gezegende hissettim kendimi. soğuğun genzimi yakmasını, ciğerlerine dolmasına müsaade ettim. ağaçlarda tüneyen kuşları sevdim. çoğu tepki vermese de tanımadığım insanlara selam verdim. unutulmaz bir kış karesi aradım. fakat ne makinem için ne de gözlerim için bulamadım. üzülmedim. yürüdüm. kar havasını içime daha çok çektim. geldiğimden farklı bir yoldan yine yolumu uzatarak eve döndüm.
.
kaç vakittir ilk defa huzura yaklaştığım böyle bir pazar günü ‘pessoa’nın huzursuzluğunu’ elime aldım. radyoyu açtım. ama istisnasız her çalan müzik mi güzel olur?
şarkılarda mı bir şey vardı bende mi?
şüphesiz ve tabi ki bendim acayip olan. ama sorsalardı ya da seçme hakkı tanısalardı bana, italyan ve ispanyol dillerine ayrı bir muhabbetim ve meftunluğum olmasına ve fransızların iğrenç kasıntılıklarına rağmen fransızca bir şarkı olmayı isterdim.
şarkılarda mı bir şey vardı bende mi?
şüphesiz ve tabi ki bendim acayip olan. ama sorsalardı ya da seçme hakkı tanısalardı bana, italyan ve ispanyol dillerine ayrı bir muhabbetim ve meftunluğum olmasına ve fransızların iğrenç kasıntılıklarına rağmen fransızca bir şarkı olmayı isterdim.
.
255.sayfada diyor ki pessoa;
"yüreğimin tam ortasında büyük bir yorgunluk var. asla olamadığım kişi beni üzüyor, ondan bana kalan anılardan neye olduğunu anlayamadığım bir özlem kabarıyor. umutlara ve kesin inançlara çarpıp düştüm, benimle birlikte bütün batan güneşler de düştü."
"yüreğimin tam ortasında büyük bir yorgunluk var. asla olamadığım kişi beni üzüyor, ondan bana kalan anılardan neye olduğunu anlayamadığım bir özlem kabarıyor. umutlara ve kesin inançlara çarpıp düştüm, benimle birlikte bütün batan güneşler de düştü."
kurşun kalemle altını kalın kalın çizdim bu satırların.ve kitabı kapadım.
.
saat şimdi on ikiyi biraz geçiyor. insanlar yavaş yavaş çıkıyorlar evlerinden. adeta bir istilaya hazırlanıyorlar. küçükler kar sevincindeler. büyükler minik adımlarla yere sağlam basma derdindeler. güneş ise yukarıda kar topluyor. öyle derdi eskiler böyle karlı ve soğuk günlerde. nitekim ajansların dediğine göre de meteoroloji saat vermiş yine öğleden sonra istanbul’u için. bense kısa cümleler kurmaya çalışıyorum. ama bugün imkansız. bugün çok şey imkansız.
.
.
* turgut uyar - bilirim bir kışa hazırlanmayı