kar - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

kar





haber bültenlerinde kar yağışının olacağı söylenen istanbul’un yüksek kesimlerinden birindeyim şimdi ibrahim. benim dört mislim büyüklüğündeki pencereden kar yağışını izliyorum. izlerken düşünüyorum. doğrusu düşünmemeye çalışıyorum. düşüncelerim çünkü, öyle dağınık, öyle gelişigüzel ki yağan kar taneleri gibi elle tutulmadan eriyorlar hemen. ben de tutmak istemiyorum zaten. bazı günler böyledir. hiç bir şey yapmadan hatta hissetmeden içinde ve dışında atamadığın ne kadar gereksiz, zehirli duygu ve düşünce varsa en azından bir süreliğine, bir günlüğüne donsun istersin. sonra çayından bir yudum alıp poyrazla birlik olup hızını artıran kar yağışına bakarsın. kimsesiz, ıslak sokakların aksinde ve yalnızlığında kendini görürsün. ama hemen uzaklaşırsın oradan. bilirsin çünkü peşinden gelecek duygu ve düşünceyi. dibine ineceğin kuyuyu. o yüzden, bir yudum daha alırsın çayından. zira, böyle soğuk ve neşesiz kış günlerinin ilacıdır demli çay. -benim için tabi dostum, seni bilemem.- bir de işte mektuplar. yazmak ve okumak uzun uzun. garip bir sevda oluştu bende. daha önceleri yoktu. sonradan oldu. şair ve yazarların ‘sevdalarına’ yazdıkları aşk mektuplarını biriktiriyorum bir kaç zamandır. evde dört kitap varken mesela bugün dört adet daha mektup kitabım geldi, bulamadığım (özdemir asaf, sabahattin ali ve bedri rahmi eyüboğlu ) üç kitabın da takibindeyim. oysa kitap kolleksiyoneri olamadım hiç bir vakit. bir kaç kitap hariç sıkı bir bağ kurmadım hiç biriyle. ya eşe dosta dağıttım ya da taşınırken kaybettim. biliyorum kabahatim büyük. işte bu son üç kitabı bulduğumda kitaplığımdaki bir sırayı sadece mektup kitaplarıyla tamamlayacağım. belki diyorum bu şekilde affettirebilirim kendimi, kaybettiğim kitaplara. hatta ve kim bilir belki de ikinci, üçüncü, dördüncü sıraları da tamamlarım. 
olamaz mı? olabilir.
konu dağılmasın şimdi sevgili ibrahim!
ne diyorduk? 
kar diyorduk, düşünceler sarmalı diyorduk, eylemsizlik diyorduk. böyle günlerde diyorum işte; birlik ve beraberlikten çok bir tutam müzik, bir demlik çay ve bir de sevdiği olmalı insanın yanında. ondan sonra ölmek zaten serbest ibrahim. ölmek zaten serbest!
.
hadi kal sağlıcakla.
.