mefailiün.mefailün.feulün - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

mefailiün.mefailün.feulün




geçer firkat / zamanı böy/le kalmaz
sağ olsun sev / diğim mevla / kerimdir
                                     ~ naili ~

böyle güzel. böyle serin. ve böyle temiz -ki en sevdiğim, bayıldığım, çok bayıldığım, kendimden ödünler vermeye razı olduğum- güneşli kış günlerinde diyorum ibrahim; içeride tıkılı kalmayı kendine yediremiyorum bazen. bazenler çoğalıyor. kendimle mücadele ediyorum. hıncımı mavi plastik klasörlerden, kırmızı naylon dosyalardan çıkarıyorum. ve klavyemin enter tuşu sonra. bu sabah onu on geçe kırıldı. kırdım yani. yarım enter tuşuyla idare ediyorum yenisi gelene kadar. böyle böyle yoruluyorum. uykum geliyor. uykumu açmak için pencereyi açıyorum. fakat dışarıdan gelen o serin ve temiz hava içerideki mahpusluğumun yarasını dağlıyor bir kez daha. yine yeniden bir kısır döngü. mücadele. yorgunluk. uyku hali. bu kez münevver hanıma telefon ediyorum. sütü az, şekeri sıfır tanesi bol bir kahve istiyorum.  getiriyor sağ olsun. 
nasıl?
 süt uykumu daha mı çok getirir? 
çok az ibrahim. çok az. yarım çay kaşığı.
 ilk yudumda annemi düşünüyorum. evvelsi gün hastaydı. neyse ki testi negatif çıktı. bugün daha iyiymiş. sonra, geniş penceremden kara tepe’ye bakıp dalıyorum. geçmişimi, şimdimi ve geleceğimi düşünüyorum. bir sonuca varamıyorum. şu beyaz kuşlara yalvarıyorum. bir kanadınıza beni de alın uzaklara, kimsenin beni bilmediği topraklara gidelim der gibi bakıyorum. anlamıyor hayvanlar! ben zaten kendimi hiç anlamıyorum. iki gündür bir şeyler oluyor çünkü. bir şeyler sıkıyor ruhumu. burada olmak, durmak dahi istemiyorum. lakin mecburiyet palangasından çıkamıyorum. oysa mutsuz değilim. ama mutlu da değilim. bir sebep bulmaya çalışıyorum. hiç inanmasam da yine şu merkürle ibne dolunaya mı bir şeyler mi oldu diye soruyorum kendi kendime. sonra işte; radyoda misirliou çalmaya başlıyor. bir tarantino filmi aklıma geliyor. yoo hayır! pulp fiction değil. aklım soysuzlar çetesi’ndeki bar sahnesi ile rezervuar köpeklerindeki final sahnesi arasında gidip geliyor. bugünkü gibi soğuk ama güneşli havalarda diyorum sevgili ibrahim; içimde böyle güçlü bir çatışma meydana geliyor. ve hep kaybeden ben oluyorum dostum. hep kaybeden ben!
.
istanbul, ocak 5
12 C rüzgarlı ve güneşli
.

kalliopi vetta - misirlou