7-zam - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

7-zam



kapıda siparişleri teslim ederken; “ekmeğe de zam gelmiş” dedi apartman görevlimiz fehmi abi. 
“tam buğday dört liradan beş lira. kepek iki liradan iki buçuk olmuş"
sanki zammı kendi yapmış gibi üzgündü. 
bir şey demedim teşekkürden başka. 
ne diyeyim ?
hastaneden yeni gelmişim. umutsuzluk, pişmanlık en kötüsü yorgunluk diz boyu her yerde. 
her sapakta. her durakta.
doktora dert anlatırken, sıfır mesafeli kan verme kuyruğunda, yeşil ışıkta dakikalarca beklerken (hayır dilim ya da kalemim sürçmedi artık kırmızıyla birlikte yeşil ışıkta da bekliyoruz) hukuksuzluk kural olup nasılsa hesap soran yok deyip herkes kendi ormanı kanununu uygularken, bir milim çıkar için birbirini ezerken insanlar, ‘büyüklerimiz’ söylediklerinin aksini yaparken, küçüklerimiz hiç bir kural tanımazken, sırf öteki partinin işine gelecek diye 2019'da bitmesi gereken metroyu hala bitirtmeyip bizi yıllardır yeşil ışıkta bekletenler, belediye bütçesini güçlü tutmak için olsa gerek nerdeyse yarım asırlık bir hattı seferden kaldırıp covid belasında insanları kadıköy'e balık istifinde taşıyanlar, öte yandan kamunun muhtelif basamaklarında makam arabalarının segmentini yükseltmekten çekinmeyenler, yanlışa yanlış diyemeyenler, paranın ve gücün esiri olanlar, kendisine yapılmasını istemediğini en çok başkasına yapanlar zamlardan beter şekilde her gün artarken ekmek beş lira olmuş, marul altı lira.
ne diyebilirim ki? 
altta kalanın canı tez çıksın da fazla acı çekmese bari!!!
.