15-akrostiş yazanların çok olsun - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

15-akrostiş yazanların çok olsun


 

ne diyor ünlü bir düşünür!
hayat bir gemi, dünya bir liman. her limanda inende olur binende. 
başını bildiğimiz ama sonunu bilmediğimiz hayatımız. her sene sanki greenwich'i aşarcasına aynı tarihi çizgiden geçer. lakin bu geçişlerde biz aynı kişi değilizdir. her geçişte günlük rutinlerimiz devam eder belki ama değerler, yargılar, beğeniler değişebilir. içsel dinamikler, hayata baktığımız yer farklılaşır. 
sherlock holmes yerine dr. watson'ı sevmeye başlarsın mesela. yahut hayatta yemem dediğin bir yemeği yemeye oturursun bir akşamüstü. veya koşmayı bırakırsın. artık sadık ve hızlı bir yürüyüşçüsündür. ya da ne bileyim; sıcak yaz günlerini sevmekten vazgeçip her dem bahar olsun istersin ya hani. işte öyle bir şey.
uzatmayayım. 
benim greenwich geçişim dündü! 
her yıl olduğu gibi bu sene de özel bir şey yapmadım. rutinime devam ettim. işe gittim. eve döndüm. iki bölüm dizi izleyip on sayfa ilhami algör okudum. hava kararmadan karşı inşaattaki turuncu yeleklilerin duvara özenle taş yünü sermesini izledim. bu arada sağ olsunlar, bir kaç dost kutlama işinde özürlü olan beni mahcup eylediler yine. sonra bir banka benim için akrostiş şiir yazmış. öteki adıma bağışta bulunmuş. varlıklarını çoktan unuttuğum, fi tarihinden üyeliğim olan siteler mail atmışlar. meslek odasının başkanı sanki samimi bir arkadaşım gibi kutlama mesajı göndermiş falan. hepsi insan olmanın, bu dünyadan geçiyor olmanın sebep ve sonuçları. eyvallah, sözümüz olamaz. beni sevindiren arkadaşlarımı da çok seviyorum. o ayrı. ama akrostiş şiir yazmak nedir ya? 
üstelik bunu, daha doğrusu hayatımın ilk akrostişini bana bir bankanın yazmış olması. bilemiyorum altan! hiç bilemiyorum..
.