körfezden notlar: 2021/4 (ahval) - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

körfezden notlar: 2021/4 (ahval)




godot’u bekler gibi bulutların arkasına saklanan güneşi bekliyorum. yine erken geldim. sahilde, biri kuzeyde, diğeri güneyde bekleşen iki emekli amca ve ben varız sadece. üç dört kişi de denizde hoyrat dalgalarla boğuşuyor. çok yukarılarda serseri martılar oynaşıyor. sonra kadraja o giriyor. şeker pembesi elbisesi ve kulağında kocaman beyaz kulaklıklarıyla dalgaların dövdüğü kıyıda ama gerçekte bu dünyanın dışında, kulağındaki müziğin onu sürüklediği alemde, kendinden emin, güzelliğinin farkında, zafer kazanmış komutan edasıyla, mağrur adımlarla yürüyor. gözden kaybolana kadar bu güven abidesini izliyorum. sonra her sabah güne mutlaka onu dinleyerek başladığım sara low’a kulak veriyorum yeniden. köklerimin orada olmamasına rağmen, balkan coğrafyasına, oradan yetişen insanlara karşı bilemediğim ve açıklayamadığım bir yakınlık hissi gibi bazı şarkıları yıllar geçse de unutamıyor, silemiyorum. square heart da öyle bir şarkı. sanki bu dünyada değil de başka bir dünyadaki beni, bana anlatıyor. şimdiki gibi telaşlı, bütün işleri aynı anda bitirmeye çalışan, üstüne vazife olmayan yükleri de taşımaya çalışan, daima arafta kalacak bir şey bulan adamı değil. tam tersi sakin, etrafında olan biteni anlamaya çalışan, bir nefeste tüketip geçmeyen, daha anlayışlı ve sabırlı bir insanı anlatıyor. hayatın koşarak değil yürüyerek hatta mümkünse emekleyerek yaşanmasını söylüyor. kime söylüyor? 
bana.
ama niyesini, nasılını bilmyorum.
bildiğim; buraya geldiğimden beri her sabah bu şarkıyla güne başlıyorum. en az iyot kokusu ve deniz havası kadar iyi geliyor. sonra da unutmamak için tüm bunları, bir köşeye oturup yazıyorum.