körfezden notlar: 2021/2 (arizona) - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

körfezden notlar: 2021/2 (arizona)



iki yüz metre aşağısının deniz olduğunu bilmesem arizona çölünde ya da muadili başka bir sahrada olduğuma yemin edebilirim. ortamın sıcaklığı ve dahi çoraklığı direk arizona çölünü çağrıştırıyor. böyle olunca da otomatikman cahit zarifoğlu’na bağlanıyorum. yaşamak’ın bir sayfasında; “kaliforniya’da doğmuşum.” ile başlayıp devam eden ilginç ve nefis yazısı aklıma geliyor hemen. dolayısıyla hem oradan hem buradan devam etmemek için bir neden göremiyorum!
.
arizona’da doğmuşum. colorado city isimli küçük bir kasabada. ilk ve orta öğrenimini  burada tamamladım. babam ve annem çiftçiydi. ben ve diğer iki kardeşim de öyle. annemle babam dindar insanlardı. ben ve iki kardeşim de öyle. her pazar kiliseye giderdik. hatta kız kardeşim kilise korosundaydı. abim de piyano çalardı. benim sesim kötü olduğu için koroya almadılar. müzik aleti de çalamazdım. yeteneklerim kısıtlıydı. zaten bütün kasaba bunun farkındaydık. o yüzden mısır yetiştiriciliğine odaklanmıştım. büyük firmalar sayesinde ürettiğimiz mısırlar dünyanın dört bir yanına özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere dağılıyordu. fakat sonradan okuduğum kitaplarda ve bazı tv programlarında gdo’lu ürünlerin zararlı olabileceğini öğrenince biraz soğudum işimden. kasabadan. arizona’dan. ve elbette amerikan rüyasından. en küçük kardeşimiz bizim gibi değildi. hiç sevmedi çiftçiliği. ve kiliseyi. hatta ben hariç ailemizi. artist olmak için evden kaçtı. beni de çağırdı kaçarken. korktum gidemedim. zaten onun da şansı yaver gitmedi. hollywood’da umduğunu bulamadı. ancak uzun yıllar sonra bollywood’da orta karar oyuncu olarak iş bulabildi. şimdi hint dizilerinde oynuyor. ben çiftçiliği bıraktım. kasabanın girişinde küçük bir çikolata dükkanı işletiyorum. karım betty lue dükkanda bana yardımcı oluyor. annem ve babam ise çiftçiliğe devam ediyor. diğer iki kardeşim de öyle.”
.
şimdi. çok uzaklarda, çorak arazide ve ölümüne bir sıcakta bir adam ve bir kadın ağır adımlarla batıya doğru ilerliyorlar. iki yüz metre ileride deniz olduğunu bilmesem kesin serap görüyorum derdim. 
.