bir an için gözlerimi kapadım. açtığımda açık bir denizdeydim. bir geminin güvertesinde. şehir hatları vapuru mu o? yok hayır, arabalı vapur. en üstteyim. yüzüm güneşe dönük. hafif bir rüzgar okşuyor şimdi yanağımı. hava sıcak değil. ama soğuk da değil. bahar sonu. yaz başı gibi. yalnız değilim. kendimle beraberim. on yıl önceki halim ve ben. çok değişmemişiz. içimiz aynı. yine huzursuz. yine düşünceli. ruh uzaklara bakıyor, yakındakileri düşünürken zihin. ve yine.. neyse... eskiye nazaran saçlar biraz daha dökülmüş. dökülmeyen şakak kısımları beyazlamış. biraz da kilo almışım sanki. öyle diyor on yıl önceki halim. ben cesaret edemedim. sen edebilecek misin bakalım diye de ekliyor. cevap da yüz de vermiyorum eski bene. yüzümü çünkü güneşe ödünç verdim. hem bu ne laubalilik daha ilk dakikadan. oysa ikimizde biliyoruz. aynı eşikteyiz. on yıl önce. on yıl sonra. her on yılda bir aynı eşikte saatlerce, günlerce, aylarca kalmadık mı? şimdi yeni bir on yıl. ben yine durmuş öylece bekliyorum. peki ama neyi?
bilmiyorum..
.