hayatımda ilk kez bir şarkının sözlerine bu kadar takıldım. hatta ilk defa bir şarkının müziğinden evvel sözlerine çarpıldım. oysa bilirsin. şarkıların sözlerine çok takılmazdım. sözlerden çok bazen bir keman, bazen bir piyano ve bazen de ney sesiyle dalgalanan ruhuma dokunan her türlü şarkıyı severdim. bu şarkıyı tanımazdan evvel. ama işte her şeyin bir ilki vardır mı denir ya da başka ne denir?
bilemedim.
bu sabah kahvaltı hazırlarken radyoda çalan bir şarkının direk sözleri vurdu bu kez kalbimi.
.
gel vazgeçelim hiç zorlamadan
sen aklı selim, ben yorgun adam
bir yer bulalım, dünyadan uzak
bir yer bulalım, dünyadan uzak
.
oysa kimse inanmıyor sevgilim. en yakınımdakiler, en uzağımdakiler. sevdiklerim, sevenlerim. dostlarım, arkadaşlarım, akranlarım. kardeşlerim. nasihat bedava ya, herkes bir öğüt verme peşinde. halbuki para istemedim onlardan. sadece yorgunum dedim. çok yorgun. insanlardan, patronlardan, dokuz altılardan, kalabalıktan, yüksek binalardan, işe gidip eve dönmelerden, gittikçe kararan bu şehirden yorgun düştüğümü değil iki kış, bir kış daha dönemeyeceğimi söyledim. metropol şımarıklığı dediler. bulmuşsun, bunuyorsun dediler. yüzüme demediler elbet. süslü cümlelerinin arasına zehirli bir yılan gibi soktukları kelimelerinde dediler. sohbetin en alevli anındaki derin suskunluklarında söylediler. 800x600 ekranlarındaki mimiklerinde söylediler. ama asla ve kata yüzüme karşı söylemediler.
son tahlilde inanmadılar.
galiba bir ben inanıyorum ve belki bir de sen.
diyorum ki sevgilim; bir yer bulalım dünyadan uzak, deryaya yakın..
ha' ne dersin?
.