37. mektup - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

37. mektup


geçen gün rüyamda gördüm seni. geçen dediysem bir on beş günü rahat var. söylemedim sana. söylesem ne olacaktı? bilemedim. bildiğim büyük çaresizliğimiz, makus talihimiz değişmeyecekti. 
peki şimdi niye?
onu da bilmiyorum. 
bugün öğlen güneşe çıktım. çılgınca bir bekleyişti. hatta meydan okuyuştu. yüzüme krem sürmek zorunda kaldım. o derece. güneşin alnında öylece bekledim. yüzümün yandığını hissederek tuhaf bir keyif aldım.
peki ama niçin?
bazı sorular cevap almak için sorulmaz. 
bilirsin.
beklerken, çoktandır unuttuğum bir ahmet kaya şarkısını mırıldandı aklım. açılan düşünce kapısından giren sadece şarkı değildi.
kıskanılası uyumumuzu, birlikteliğimizi düşündüm. 
neresi gerçekti, hangisi rüyaydı? 
bilemedim. 
düşündüm yine. birbirimizin yaralarına merhem olduğumuz, beraberken sırtımızdaki kamburları hissetmediğimiz için mi bu kadar iyi anlaşıyorduk? yoksa gerçekten muhteşem bir ikili miydik? misal o çatallı yolda karşılaşmış olsaydık yıllar evvel. yine böyle çok iyi anlaşan bir ikili olabilir miydik? yoksa sen diş macununu ortadan sıktın diye, ben klozetin kapağını kaldırmadım diye sudan sebepli küslükler mi yaşardık? milyonlarca çift gibi bizde sıradanlaşır mıydık? yoksa paramızın olmadığından değil de sırf eğlencesine, hayattan keyif almak için kapı ve pencereleri birlikte mi boyardık? pencerelerle birlikte birbirimizi de boyardık belki. evet, filmlerdeki gibi. ama yaşamadan bilemeyiz. 
tabi canım tabi!
söylemiş miydim?
içimdeki bu bilgiç, çok bilmiş herife acayip sinir oluyorum. ama atamıyorum. satamıyorum da! lakin mevzu o değil şimdi. rüya diyordum. seni gördüğüme sevinmiştim. sen de mutlu gibiydin. beraber yürüyorduk. sahil kenarı mıydı orman ortası mıydı orası net değil. birlikteydik ya nerde olduğumuzun ne önemi vardı? uyanmadan evvel bunu söylüyordun sanki. ve yine çok güzel gülüyordun. ne var ki; tüm güzel şeyler gibi kısa sürdü. söylemedim kimseye. yazmadım. tuttum fırlattım. günler sonra. içimde bir yerlere düşmüş olmalı ki, güneşin alnında ben sadece yüzüm yanıyor sanırken içimde bir yerler sızlıyormuş. haberim yokmuş. sonra nerden geldiği belli olmayan o şarkı. sonra..
sonrası; sisli anılar, bulutsuz düşünceler, devrik cümleler...
..