dışarıda hayat var. en mühimi de güneş. sanki kardan sonra açmış. öyle sıcak. öyle al benili. ama bir o kadar vurgun yeri. soğuk anıları depreştiren. sıcak iklimleri özleten. oysa bugün santa olup bir şehir hatları vapuru kaçırmamak işten bile değil! yahut aklımı. seç beğen al sophie! duygularda damping var bugün. bir de havada aşk kokusu. biraz kül. biraz da duman. ama kırmızı damlardan siyah kömür dumanları çıkmıyor artık. çünkü mahallede doğalgaz, evlerde bir şenlik havası. sanki herkesin abisi ankara’da. halbuki kuşlar yine çılgın. yine özgür. ben yine kıskanç. ben yine özlem doluyum. karaya oturduktan sonra kendi imkanlarıyla kurtulamayan uzak yol gemisiyim. oysa bir açılsam, gerisi gelir. gelen hoş gelir. kalan sağlar bizim olur. gidenlerden açılan sözüm mustafal sandal olur. sonra toparlayamamaktan korkarım. incitmekten. incinmekten hem. alaturka dinlemekten çekinirim. artık sevda sözü söyleyememekten utanırım. oysa diyorum bugün bir açılsam. pir açılsam. süveyş, cebelitarık, bering boğazı. dedim ya; olmadı bir şehirhatları vapuruna da fit olurum. binsem mesela ada’ya gitsem. dönmesem. o gemi de zaten ada’ya gitmese...
.