günlük - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

günlük



bugünlerde cahit zarifoğlu (yaşamak) ve tomris uyar’dan (gündökümü) sonra -geç kalmış olsam bile- oğuz atay’ın günlüğü düşmüyor elimden ve aklımdan. keyif alarak demeyelim de dünyadan ve bütün kötü alışkanlıklarından sıyrılıp beni içine alabilen ender kitaplar bunlar. daha önce okuduğum, altını çizdiğim yerleri tekrar okuduğumda ilk andaki gibi etkileniyorum. şaşırıyorum. iki adam ve bir kadın. beni bu günlüklere, bu hayatlara bu kadar bağlayan nedir, bilmiyorum? edebiyata ve yazıya olan tutkuları mı, kelimeleri kullanmadaki ustalıkları, sadelikleri mi? nedir, hiç bilmiyorum. bildiğim; bir dua gibi neredeyse her gün, mutlaka bir iki satırlarını okuduğum.
misal oğuz atay; peter sellers’ın oynadığı the party filminden bahsetmiş daha ben bu dünyada yokken. izlediğimi hatırlamıyorum. sırf o yazdı diye bu filmi bulup izlemek istiyorum bugün.
.