-nereye mi gideriz viktor?
elbet kuşların göç yolunu takip ederiz. martıların mesela.
-martılar göç etmez mi?
işte bunlar da doğru bilinen yanlışlar sevgili viktor. sen martıların genlerini, dedelerini ve onların dedelerini, sonra o dedelerinin dedelerini bilir misin? işte onlar hep göç ederlermiş. ta ki ikinci cihan harbinde atom bombası deneyi yapılana dek. ondan sonra ters dönmüş dünyanın dengesi. sabit yaşayan turnalar ve leylekler göç eder, göç eden martılar ise çarlık rusyasının politikasını benimseyip sıcak deniz kenarlarına inme kararı almışlar. balıkçılıkla geçinir olmuşlar. lakin genlerinden gelen bir alışkanlıkla onları zaman zaman göç ederken ve V biçiminde uçarken görmek hala mümkün. ki eylül ve ekim ayları tam zamanı. bekleyip göreceğiz ve ilk martı kafilesiyle gideceğiz bu gri şehirden sevgili viktor. ilk kafileyle.
.
oysa kaliforniya diyorduk değil mi? nasıl bir şehirdir hiç bilmem. lakin zarifoğlu’nun;
“kaliforniya’da doğmuşum. sapsarı saçlarım ve masmavi gözlerimle orada büyüdüm. kendimi kurtardım. yasakları attım ve hüür oldum.*” dediğinden beri merak ederim hep nasıl bir şehir diye. ama hiç yurtdışına çıkmadım ki ben sevgili viktor. bir pasaportum bile yok. kedim zaten yok. aksi gibi annem beni uzak yol kaptanı sanıyor. kaliforniya’ya nasıl gidilir onu da bilmiyorum. san francisco sokakları’nı iyi bilirdim ama küçükken. koca burunlu yaşlı bir polis ile yakışıklı genç polis sayesinde öğrenmiştim.
ama işte kaliforniya!
şimdi hava muhafeleti nedemiyle parazitli çalan radyomda eylülün de hüznüyle yoğrulup bir yerlerimi sıkıyor canım viktor. eylülde diyorum hotel california çalmasınlar. bak çok rica ediyorum.
.
.
* cahit zarifoğlu - yaşamak
.
eagles - hotel california
.
.
* cahit zarifoğlu - yaşamak
.
eagles - hotel california