bazen kurallarını hiç bilmediğimiz bir oyunun piyonu olduğumuzu düşünürüm. lakin bugünlerde kendimi daha çok etrafındakileri eğlendiren ama içi hüzünden sararıp solmuş bir palyaço gibi hissediyorum. ya da ve bazen herkesin elini çoktan bitirdiği ve keyifle okeye döndüğü bir masa oyununda her daim eli kötü gelen, diğer üç kişiyi eğlendirmekten başkaca bir vazifesi olmayan, masadan da bir türlü kalkıp gidemeyen acemi bir dördüncü gibi hissediyorum.
" hayat bazılarına mutsuz olmakla duygusuz olmak arasında bir tercih hakkı tanır, daha fazlasını değil.." der bir yazısında murathan mungan.
sanırım benim durumuma en uygun kalıp bu şimdilerde. fakat yarın ne
olur bilinmez.
beatles değil de metallica dinlerim belki. kim bilir?
beatles değil de metallica dinlerim belki. kim bilir?