galata'ya çıkmadan evvel o lezzetli çay için diz kapaklarımıza değen sehpalara tünediğimiz anlardan birinde ben fotoğraf makinesiyle oynaşırken "yüzüğü çek, yüzüğü" dedi. elbette gösteriş için değildi. hayata sinemacı gözüyle baktığından olsa gerek oradan farklı bir hikaye ve kompozisyon çıkacağını düşünmüş olmalıydı. sorgulamadım. objektifi yüzüğe yakınlaştırdım ama gönlüm subjektif davrandı. o güzelim çayı öksüz bırakmak istemedi. geriye böyle bir galata hatırası kaldı..
.
