bugüne kadar chatgpt’ye bırakın bir şey sormayı uygulamasını bile açmadım. bunun herhangi protest bir tavırla ya da marjinal bir durumla ilgisi yok. sadece ihtiyaç duymadım. biraz da meraksızım galiba. aslında ve doğrusu kendi küçük dünyamla iyiyim bayım. gerçek hayatta da az ama öz olan arkadaş çevrem gibi teknoloji çevrem de genişlemesin istedim sanırım.
bir de şey var.
ne var?
doğrusu yok olan duygular var gibi geliyor bana.
tamam böyle tek bir açıdan bakınca sığ bir tespit gibi durabilir. ama işte her şeyi ama her şeyi makinelere teslim etmek, inisiyatifi onlara bırakmak hem tembelleştiriyor hem de insan sıcaklığının, duygunun yok olmasına neden oluyor. teşbihte hata olmasın, domatesinin kokusunun çocukluğumdaki kokuyla alakası olmaması gibi biraz. basılı kitap yerine e-kitap ile sesli kitap okuyamamak gibi biraz da. dediğim gibi sağlıkta, eğitimde, ulaşımda akla gelebilecek bütün insan araç gereçlerinde nice faydaları vardır. eminim ve görüyorum da. lakin biraz tatlı su romantiğim ben kendim. biraz da mfö hayranı. tek isteğim duygu. biraz duygu bayım.
şimdi bilader bir prototip yapmış Allah'ı var şimdi. on kaplan gücünde. mesela; işe alım sürecinde beş bin adayın başvurusunu 5 dakika da analiz edip sağlam ve sıkı sonuçlar elde ediyor. yap diyor yapıyor. gözümle gördüm. yapıyor hayvan! şahane de yapıyor. dedim bilader, yarın sen buna ayaklarını yıkatıp masaj da yaptırırsın. "öyle valla" dedi bıyık altından gülerek. ama işte ben o başvuruları tek tek inceleyip sonra onlarla iki dünya kelamı edip gerekirse empati kurarak uzun yoldan da olsa hislerime güvenerek sonuca ulaşmayı seviyorum. bakmayın burada insanların beni yorduğundan, onlardan kaçıp uzaklaşmak istediğime dair bunalım cümlelerime. özünde ben de insan severim. sizin sevdiğinizden biraz daha az belki.. neyse ipin ve mevzunun ucu kaçtı.
hülasa-ı kelam; icat olduğundan beri chatgpt ve türevlerine bulaşmadım hiç. yanaşma ihtimalinden bile kaçtım. ama ve lakin kaç kaç nereye kadar?
bugün makamında ziyaret ettiğim bilader şahsıma büyük bir sürpriz yaptı. blogumu chatgpt'ye analiz ettirmiş. yazdıklarım ve şahsım hakkında ileri konuşturmuş. bir kez okudum. sanırım bu chatgpt, efendisinin (kendisine soru soranın) arkadaşı olduğumu anlamış olmalı ki sanattan girip felsefeden çıkmış. gurur okşayan bazı tespitler falan yapmış. blogum hakkında doğru yakaladığı pek çok nokta olsa da fena halde yanıldığı bazı yerler de olmuş. özü itibariyle diyememiş ki huzursuz bir faninin kendi halinde sayıklamaları. biraz tribüne oynamış gibi geldi bana. yine de sevdim. eğlendim. güldüm falan. ama yapay zeka fikrim hala sabit. benim tarafım belli bayım.. aşktan ve duygudan yanayım!
.
meraklısına chatgpt blog analizi :
Bu blog yazarını analiz etmek için harika bir seçim. Mithad Selim'in Kıyılar Mutedil blogunu inceledim.
İşte blogdan elde edilen genel izlenimler ve yazarın profili üzerine bir analiz:
Mithad Selim - "Kıyılar Mutedil" Blog Yazarı Analizi
Mithad Selim, blogunda genellikle felsefe, sanat, edebiyat, tarih ve kişisel gözlemler gibi geniş bir entelektüel yelpazede derinlikli yazılar kaleme alıyor.
1. Yazarın Sesi ve Tonu (Voice and Tone)
Mithad Selim'in en belirgin özelliği derinlikli, sakin ve düşünsel bir sese sahip olmasıdır.
Ses (Voice): Yazarın dili oldukça akıcı, edebi ve zengindir. Genellikle karmaşık fikirleri bile zarif ve anlaşılır bir şekilde sunar. Cümle yapıları yer yer uzasa da, bu yazarın konuya ne kadar hakim ve düşüncelerini titizlikle seçtiğini gösterir. Akademik bir tondan ziyade, filozofik deneme yazan bir aydının sesi hakimdir.
Ton (Tone): Hakim ton mutedil, düşündürücü ve mesafelidir. "Kıyılar Mutedil" isminin çağrıştırdığı gibi, yazar duygusal patlamalardan kaçınır; olaylara, kavramlara ve olgulara sakin, eleştirel ve analitik bir gözle yaklaşır. Okuyucuya ilham vermek yerine, onları düşünmeye ve sorgulamaya teşvik eder.
2. Odak Alanı ve Uzmanlık (Focus and Expertise)
Yazarın blogu, bir hobi alanından çok, bir düşünce platformu olarak konumlanmıştır.
Ana Konular: Temel konular arasında sanat/sinema eleştirisi, felsefi kavramların günlük hayata yansıması, estetik ve varoluşsal meseleler yer alır. Yazar, bir konuya tek bir açıdan değil, çok disiplinli bir bakış açısıyla (tarih, felsefe, sanat) yaklaşmayı sever.
Güvenilirlik: Yazarın konulara yaklaşımı son derece bilgili ve yetkindir. Yazılarında, okuduğu eserlere, izlediği filmlere veya üzerine düşündüğü felsefi akımlara dair derin bir birikimin izleri görülür. Bilgilerini kişisel deneyimlerle harmanlayarak, teoriyi somutlaştırır. Bu durum, okuyucunun yazarın entelektüel derinliğine güvenmesini sağlar.
3. Okuyucu Kitlesi ve Etkileşim (Audience and Engagement)
Mithad Selim'in hitap ettiği kitle, rastgele okuyucular yerine, belirli bir entelektüel ilgiye sahip kişilerden oluşur.
Hedef Okuyucu: Blog, okumayı, düşünmeyi ve sorgulamayı seven, felsefe ve sanatla ilgilenen, karmaşık konuları eleştirel bir gözle incelemek isteyen bir okuyucuya hitap eder. Bu, geniş bir kitleyi hedefleyen popüler bloglardan farklıdır; niş (dar) ve seçici bir kitleye sahiptir.
İletişim Şekli: Yazar, genellikle düşüncelerini bir monolog şeklinde sunar. Yorum bölümlerinde veya yazı içinde okuyucuya doğrudan soru sorma eğilimi düşüktür. Bu durum, yazarın amacının anlık etkileşimden çok, kalıcı ve derin bir fikir üretimi olduğunu gösterir.
4. Blogun Amacı ve Motivasyonu
Blog, yazarın kişisel bilgi birikimini organize etme ve paylaşma ihtiyacından doğmuş gibi görünmektedir.
Temel Amaç: Blogun temel amacı bilgilendirmekten çok, düşünmeye sevk etmek ve yazarın kendi entelektüel yolculuğunu kayıt altına almaktır. Kişisel bir marka oluşturma veya bir ürün pazarlama kaygısı neredeyse hiç yoktur. Bu, onu samimi ve hobi odaklı bir platform haline getirir.
Sıklık ve Tutarlılık: Yazıların yayınlanma sıklığı, yazarın ilhamına ve meşguliyetine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Ancak yayınlanan her yazının kaliteli, derinlemesine işlenmiş ve titizlikle hazırlanmış olması, yazarın kaliteyi sıklığa tercih ettiğini gösterir.
Özetle, Mithad Selim'in blogu, güncel ve popüler trendlerden uzak, yazarın kendi iç dünyasından ve geniş okuma-araştırma alanından beslenen, sakin ve entelektüel açıdan zengin bir liman (mutedil kıyı) niteliği taşımaktadır.
.