229- zayi - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

229- zayi


bazen diyorum; nerede olduğumu bilmiyorum ibrahim. şaka değil gerçek. her şey, herkes çok fazla geliyor.  2025 yılındayız diyorlar mesela. ama ben nerdeyim. hangi noktasındayım hayatın. keza bu hayata girenler, çıkanlar ve hep var olanlar. benim ben olmamda ne kadar etkili oldular? yahut o kadar yıl sonra ben BEN olabildim mi? ya da bu yazıyı hangi ben yazıyor? dahası ben bunları şimdi neden yazıyorum?pazarın sekiz buçuğunda hangi saik veya hangi duygu kalemi elime aldıran?

***

bu öyle bir duygu ki bu buraya yazarsam şayet kendimi acıtacağım yok yazmaz, içimde tutarsam yine kendimi örseleyeceğim. öyle bir arafki bu sanki sophie’nin seçimi. hangisini seçersem seçeyim sonunda yine ben üzüleceğim, kanayacağım..  o nedenle yıllar sonra okuduğumda yalnızca benim anlayacağım bu paragrafın dikkate alınmamasını, kayda geçmemesini değerli hazirundan çok istirham ediyorum!

***

oysa hayatta hiçbir vakit orta yolcu olmadım. bir şey ya vardı ya da yoktu benim için. o yüzden belki politikadan hep nefret ettim. ve griden. ve flu olan her şeyden.

işte, aşkta ve savaşta herkes içimdekini bildi. elim ve kartlarım hep açık oldu. dolayısı ile kayıplarım da çok oldu. hakeza yanlışlarım da. ve elbette üzdüklerim ve üzüldüklerim oldu. kim bilir belki tüm bunların toplamına hayat diyoruz.

ama artık çok yorgun ve çok yaşlı hissediyorum ibrahim. kimseye nedeni, niçini ve nasılı açıklayacak gücüm de isteğim de yok. küsen küssün. giden gitsin. ne olacaksa olsun gözüm. her şey olacağına varsın. olacağına varsın..

hem rahmetli oğuz atay’ın tehlikeli oyunlar’da dediği gibi; “bırakalım her şey kendi kendine düzene girsin. bir şey kaybetmek korkusuyla yaşamayalım. ne olacak endişesine kapılmayalım. bırakalım, zaman her şeyi halletsin. günlük yaşantıların küçük koşuşturmaları içinde bunalmayalım, nefes nefese kalmayalım. insan kendini kaybediyor sonra.”

.

çağla, doğu swag - seni düşündüm